29 Mayıs 2009 Cuma

ÖSS'ye gireceklere büyük hizmet

İnternette kendi tasarımlarını yapıp satın aldığın tish-o, ÖSS'ye girecek kardeşlerimize, abilerimize, ablalarımıza, hatta amcalarımıza süper bir hizmette bulunmuş.
Ben de çorbada tuzum bulunsun diyerekten.. Buyurun.

http://www.tish-o.com.tr/mails/OSStasarim/duyuru.html

Ahmet Arsan benim



Hürriyet'in pazar ekinin yeni arka sayfa güzeli Ahmet Arsan. Ertuğrul Özkök'ün keşfi. Ahmet Hakan ile birlikte bulduğu isim kendisi.
Herkeste genel bir kanı oluşmuş durumda. Bu ismin Ahmet Hakan olduğu yönünde. Bu iddiayı kuvvetlendiren bir başka ipucu ise Ahmet Hakan'ın, eskiden Gerçek Hayat isimli İslami cemaatin dergisinde bu takma isimle yazılar yazmış olabilme ihtimali. Güya Ahmet Hakan buralarda hem kendi tarafına ayar verdi/eleştirdi, hem beğenilen şeyleri yazdı.
Hatta gezen dedikodulara göre bu birkaç isim bir araya gelerek cemaatin gündemini takip edecek ve dedikoduları yazacaklar.
Serdar Turgut da kalktı Ahmet Hakan'ın izinli olduğu günde pazar günkü yazısının nasıl çıkacağını yazdı. Sayın Turgut, yazılarınızı büyük bir keyifle okuyorum. Sıkı takipçilerinizden birisiyim.
Ancak şunu hatırlatmayı bir görev edindim. Yazılarınızı laptopla ya da herhangi internete giren bir yerden yazıp editörlere gönderebilirsiniz. Yani Ahmet Hakan istediği kadar izinde olsun, bir kaç saat içinde toplayıp yazısını editörlere geçebilir.

28 Mayıs 2009 Perşembe

Bu yaşta bu başarı.. Helal valla


Barcelona'nın 38 yaşındaki hocası Pep Guardiola'yı ayrıca tebrik ediyoruz.. Bu yaşta triple double yaparak, (lig şampiyonluğu, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, kral kupası şampiyonluğu) sezonu kapattı.
Bundan 1 sene önce Barcelona'nın B takımını çalıştıran Pep, bir sene içinde düşüşe geçen takımı topladı ve herkesin "Rüya Takım" dediği bir hale getirdi.
Teknik bilgisi belki çok yok ama oyuncularla kurduğu ilişki imrenilecek cinsten.

Dilekler kabul oldu



Dün gece kime sorduysam herkes Barcelona'nın kazanmasını istiyordu.. Sebebi gayet basitti..
Dünyanın en göze hoş gelen futbolunu oynadıkları, Messi, Xavi ve Iniesta gibi top cambazlarına sahip oldukları, Eto'o ve Henry gibi golcüleri olduğu, C.Ronaldo'nun zaman zaman çok itici olduğu için herkes Barcelona'yı destekliyordu.
Bir gün önce Jamaika'da yaşayan arkadaşlarım bile Barcelona'nın kazanmasını istiyordu.
Neyse ki dualar kabul oldu. Rüya takım Şampiyonlar Ligi kupasını üçüncü kez müzesine götürdü.
Şimdi tv başındaki notlarımıza gelelim..
43. dakikada Messi'nin duvar pasında başarılı olamayınca İlker Yasin'in bir "ah" deyişi vardı ki... Kalan dakikalarda Barcelona ne zaman atağa kalksa tehlikeli pozisyona girip başarısız olsa, TV'nin sesini kısma gereği hissettim. Çünkü İlker abimiz bütün diyaframını hava doldurup konuşuyordu. Sanırsam ki bahis oynamış Katalanlara :)
Maç boyunca oldukça etkili oynayan Barcelona karşısında Manchester United'in tek yıkılmayan kalesi bence Rio Ferdinand'tı. Rio, pek çok pozisyonda başarılıydı. Hele bir duvar pasını topukla kesişi vardı ki.. Messi bile özenmiştir.
Ferguson'un yaptığı değişikliklere bir türlü anlam veremedik Rıdvan Dilmenciğim ile. Bir baktım maçı kaybetmeye doğru Sir, Ronaldo, Tevez, Rooney, Giggs, Berbatov'u aynı anda oynattı. ManU böylece boş olan orta sahasını iyice boşalttı. Daha sonra Scholes oyuna girse de artık herşey için çok geçti.

Benim dikkatimi çeken şeylerden birisi de Pep Guardiola devamlı ayaktaydı. Kendisine ayrılan çizgide futbolculuk günlerine nazire yaparcasına hareketliydi. Ferguson ise gayet "cool" bir havada takip etti karşılaşmayı. Zaman zaman oyuncularını uyardı, kulübesini pek terketmedi. Pep'in bu hal ve hareketleri bana Bülent Korkmaz'ı hatırlattı.
Messi'nin kafa golü ise bir harikaydı. O bücür nası sıçrayıp vurdu anlayamadım. Kırmızı Şeytanlar'ın en iyisi dediğim Rio, bir tek orada çuvalladı. Yakışmadı.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Hafta sonu konserleri

Hafta sonu Bilgi Üniversitesi'nin Mayfest'ine gittik. Eküri sağolsun biletleri almış kapıda beni bekliyordu. Biraz gecikmeli de olsa içeri adımımızı attık.
Geçen seneki Tarkanlı festivalden bir farkı yoktu. Halka açık olmasından dolayı yüzlerce insan akın etmiş. Gayet güzel oldu konser.. Çalanların, düzenleyenlerin emeğine sağlık...
Aynı gazetedeyiz diye Yüksek Sadakat konserini çok iplemedim. "Asansörde gördüğüm adamın konserine gelmem ulan" diyerek bilinçli gecikme uygulamadım desem yalan olur.
Neyse yemek yeme, vodka fişi alma seanslarından sonra sahneye Nil Karaibogil çıktı.
Nil çıkar çıkmaz da bütün kızlar şarkılarına eşlik etmeye başladı. Ara sıra gözüme çarpan erkekler de şarkıları arkadaşlarıyla birlikte söylediler. Ama büyük çoğunluk kızlardaydı.
Ey Nil, sorarım sana acaba ne zaman orta okul, sevgilisince terk edilmiş kızlara yönelik şarkı yapmayı bırakacaksın.
Bazı şarkılarını The Simpsons izlerken yazdığını söyledi. Bırak Simpsons'u da azıcık ana haber izle be güzelim! Biraz büyü diyorum. Ve Kenan Doğulu'ya geçiyorum.

Konserin en büyük kozu oydu kuşkusuz. Sahneye çıkması ile birlikte bütün herkesi şöyle bir aldı götürdü. Eski sevgililere armağan ettik şarkılarımızı bol bol.
Şunu anladım ki kalp kırıklığı olmadan pek çok söz yazarımız yaratıcı olmuyor. Onun için de terk edilip duruyorlar.
Neyse konuya geri dönersek. Kenan Doğulu'nun o gece ne giydiğini anlayamadım. Boynunda poşu desen değil, kravat desen değil ilginç bir fular vardı. Allah'tan şarkıları güzeldi ki pek çok insan aldırış etmedi kıyafetine.
Yaptığı espiriler, alkış almak için ilginç teknikleri taktire şayandı Kenan Doğulu'nun..
Ama milleti salak yerine koyması konusunda birisi onu uyarmalı. Çünkü kendisinin çalmadığı aşırı derecede bariz olan gitarla şov yapması, çalıyormuş triplerine girmesi yakışmadı kendisine..
Ama kel gitarist Kenan'ın aksine döktürdü adeta.
He bir de unutmadan.. Son dönemde meşhurlaşan şu mahalle dedikodusuna biz de katılalım. Konserde bol miktarda türbalı kız da vardı. Hem gelenekleri, hem de modernizasyonu bir potada eritmiş kızlar kurtlarını döktüler rahatça.

Günlük taraftarlarımız



Evet Beşiktaş, Galatasaray'ı yendi, ilk derbi galibiyetini aldı ligdeki. Tamam, siyah beyazlılar son haftaya 2. Sivasspor'un 2, 3. Trabzonspor'un 3 puan önünde liderliğini koruyor.
Büyük bir engel olmazsa da haftaya cumartesi 2008-2009 Turkcell Süper Ligi'nin şampiyonu olacak Kara Kartal.
Bugün sokaklarda hep Beşiktaş formalıları gördüm. Aslında özlemiştim böylesine güzel görüntüleri. Güzel kızlar, yakışıklı çocuklar... Siyah beyaz bir köşelerine işlenmişti öyle ya da böyle...
Peki sizlere bir sorum var?
Neden sadece kazanınca... Neden sadece şampiyonluk zamanında... Neden 8-0'lık Liverpool yenilgisinden sonra değil???

Giden günlerim oldu

Gülben Ergen'in son albümü olan "Uzun yol şarkıları"nda yer alıyor. Giden günlerim oldu...
Çok Güzel Hareketler Bunlar'ın oyuncusu olan Oğuzhan ile birlikte söylüyor şarkıyı. Bana bu şarkıyı P. gönderdi.

Kendisi azılı bir Türkçe pop düşmanı olduğumu bilir. Beni bu müziğin içine çekebilmek için denemeyeceği yol yok gibi.
Son numarasında da Gülben Ergen'in şarkısını göndererek yaptı...
Beğendim mi? Evet. Dinliyor muyum? Günde temiz 10 kere.
İtiraf ediyorum, BE-ĞEN-DİM!

En sevilmeyen zaman



Futbolla bu kadar içli dışlı olmama, blogda genellikle futbolsal konulara yer vermeme rağmen ligin sonunu sevmiyorum. Evet desteklediğim takım şampiyonluğa gidiyor. Ama şimdi ligin en illet ettiğim, hesap-kitap dönemi geliyor.. Kim düşecek, kim kalacak hesapları ciddi anlamda canımı sıkıyor.
Belki matematiğim kötü diye böyle bir sıkıntı içindeyim. Ama bunu yapan hiç bir spor servisi çalışanın mutlu olduğunu zannetmiyorum.

Selametle delikanlı!



Güle güle genç adam.. Yolun açık uğurlu olsun. Umarım büyük oyuncu, küçük teknik direktör tipinde birisi olmazsın.




Bu da Maldini'niye düşman olan Curva Sud isimli Milan'ın tribünlerinin açtığı pankart. Bundan birkaç sene öncesine dayanan husumeti unutmayan Curva Sud'lar, 25 senesini bu takıma adamış adama böyle bir kazık attılar.
İçimden bir ses, "Yapmayın ya 25 senesini vermiş adama böyle mi veda edilir" derken, diğer bir yanım, "Vay anasını tribünlere bak organizasyonun Allah'ını yapmışlar" diyor.

24 Mayıs 2009 Pazar

Hangisine inanalım?



http://www.stargazete.com/pazar/oscar-almaya-da-hazirim-haber-190147.htm
Bu link Star gazetesinin pazar günü yayınlanan ekinde Azra Akın röportajı.

http://www.netgazete.com/News/584042/oyuncu_mehmet_esen_yeni_sevgilisi_azra_akinla_iliskisini_anlatti_4_dil_bilmese_opera_sevmese_onunla_isim_olmazdi_pinar_altugla_yagmur_atacan_evliliklerinin_1._yildonumunu_canli_yayinda_kutladi.aspx
Bu da Hürriyet'in pazar ekinde yayınlanan Ayşe Arman röportajı.
Peki hangisine inanalım siz buyrun?

Bu resimdeki şey benden değerlidir!



Evet resimde gördüğünüz arabanın bir benzerinin gri/mavi arası bizim evin önünde ikamet etmektedir...
Babamın yeni aldığı araba olup değeri 20 bin TL civarındadır. Organlarımın tekini satsam bundan onlarca alabilirim. Ancak kendisi ne hikmetse babamın gözdesidir.
Talihsiz bir şekilde çarptım diye babamın 2 günlük yoğun tribini çektim, verdiğim maddi zararın boyutlarını tartıştık.
Neyse lafı pek uzatmayalım. Babama sorsalar "Araban mı, oğlun mu" diye. Kendisi sanırım 100 kere arabam der. Ne de olsa onu taşıyor.

Tebrikler Wolsvagen




Almanya Birinci Futbol Ligi'nde şampiyon olan Wolsvagen ile adı özdeşleşmiş Wolfsburg'u tebrik ediyoruz..
Yine darısı Beşiktaş'ımızın başına diyoruz

22 Mayıs 2009 Cuma

Aziz Yıldırım yakınlıkları



Fenerbahçe'de yeni dönemde 3 sene daha başkanlık yapacak ismi belirlemek için bu pazar olağan genel kurul var. Adaylar arasında Şadan Kalkavan ve Aziz Yıldırım bulunuyor. Bu sezon yaşanan başarısızlığa, kupasız kapatılan sezona rağmen Yıldırım, Şadan Bey'den birkaç adım önde bulunuyor.
Aziz Yıldırım da bunun bilincinde. Alacağı farklı galibiyet ile Kalkavan'ı çimlere gömmek istediği kesin.

Ancak bir yumuşama olduğu kesin. Eskiden kendisine muhalif sesleri bastırma yeteneği olan Yıldırım bu sefer F.Bahçe'nin resmi internet sitesinde Kalkavan'ın adaylığından bahsesildi. Kulüp TV'sinden yayınlandı. Bunlar Yıldırım'ın kırılan tarafları.
Şimdi başlığa dönersek.. Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün Fenerbahçeli olduğunu bilmeyen yok gibidir. Kendisi Aziz Yıldırım'ın gazetecilik camiasındaki nadir dostlarından birisi...
Bugün bir yeni yakınını ya da kendisine yakın olmaya çalışan birisini de tanımış olduk. Akşam gazetesinin genel yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya... Serdar Turgut'un görevden alınmasından sonra bayrağı devralan Küçükkaya, 22/05/09 tarihli yazısı ile Yıldırım'a yakın olma çabasında olduğunu göstermiştir.
Ayrıca satır arasında patronun şirketlerini de şöyle bir başını sevmiştir.

Yeni bir kavganın fitili yandı


Oray Eğin'in Akşam gazetesindeki 22/05/09 tarihli yazısı için buyrun.
http://www.aksam.com.tr/2009/05/22/yazar/12866/oray_egin/gizli_escinselleri_birer_birer_aciklama_vakti.html
Yazının sonundaki nottan da anlaşılacağı üzere sayın Eğin, gerçek kimliğini açıklamayan Hiper/Süper/Diper Starımız Tarkan'a bir güzel çakıyor.

Bakalım Tarkan'dan kendisine bir yanıt gelecek mi?

Amazing!



NBA'in "offical" sitesinde de reklam malzemesi olunca hizmetten geri kalmayalım dedik.
Kanye West'in Young Jeezy ile olan düeti. Çok harkulade bir şarkı.
Albüm 2008'in sonlarına doğru çıkmasına rağmen dünyaca ününe nisan-mayıs aylarını buldu. Neden bu kadar gecikti bilmiyorum. Buyrun
bizden size linki.
http://www.dailymotion.com/relevance/search/kanye+west+amazing/video/x95riz_kanye-west-amazing_music

Begüm huuu

Son günlerde bayağı meşhur oldu kendileri.
E o kadar popüler kültür yazıcaz dedik... Buna yer vermezsek olmaz.
Buyrun dailymotion linki.
http://www.dailymotion.com/relevance/search/ferhat+g%C3%BCzel/video/x9bg55_ferhat-guzel-begum-begum-huuu_fun
Bu video gösterildikten sonra Okan Bayülgen, Ferhat Güzel'e teşekkürlerini sundu.. O sırada programın diğer konuğu Tuğba Ekinci'nin yerinde durmayan göğüslerini dikizleyen Sayın Türk Büyüğü Güzel, "Ben bir şey yapmadım ya. Arkadaşlar kağıdı verdi okuduk" diyerek mütevazılıkta çığır açmıştır.

Dikkat! millet bunu yemesin!



Babamı uzun uğraşların ardından gaza getirip Turkcell'in kampanyasındaki Nokia e63 model telefonundan aldık. Uzun süredir internete giren, maillerime ulaşabileceğim, dilediğim şeyi bilgisayardan uzak yapabileceğim bir telefon istiyordum. Aldık çok mutluydum.
Akşam geldim, telefonu aldık şarja taktık. Yeni oyuncağım şarj olurken ben de o sırada kutusunu kurcalıyordum. Derken hiç beklemediğimiz bir şey ile karşılaştık.
Telefonun bilgisayar ile bağlantısını sağlayacak usb kablosu yoktu. Ertesi sabah Turkcell'i aradım. Yanlışlık olabileceğini söylediler ve kabloyu telefonu aldığım bayiden temin edebileceğimi söylediler.
Sabah babam işe gittikten sonra dükkana uğramış. Durumu anlatmış. Sıra ile 8-10 tane kutuya açıp bakmışlar. Nedense hiç birisnden de usb kablosu çıkmamış.
Bu durumdan faydalanmak isteyen bayi, 15 tl ye usb kablosu satıyor. Şimdilik el mahkum alacağım. Ama bu burada bitmedi!

21 Mayıs 2009 Perşembe

Yüksek bilet fiyatlarına birisi dur demeli mi?


Beşiktaş'ın bu sezonki en önemli, sezonun en son derbi maçı olan Galatasaray maçının biletleri açıklandı.
VIP ÜST B&E 750,00 TL
VIP ÜST A&F 500,00 TL
VIP ALT A&F 425,00 TL
VIP ALT B&E 450,00 TL
VIP ALT C&D 500,00 TL
NUMARALI ORTA 425,00 TL
NUMARALI KENAR 375,00 TL
KAPALI ÜST 300,00 TL
KAPALI ALT 250,00 TL
YENİ AÇIK 90,00 TL
ESKİ AÇIK 90,00 TL
RAKİP TAKIM (E.AÇIK) 90,00 TL

Geçen Fenerbahçe maçında da yine aynı bilet fiyatları mevcuttu. Ortalama kaba bir hesap ile 2 milyon TL'ye yakın bir para giriyor Beşiktaş'ın kasasına...
2 maçtan eder sana 4 milyon TL
Umarım Beşiktaş sezon sonunda abuk subuk adamlara abuk subuk paralar ödemez de düzgün futbolcular sahaya çıkar İnönü'de...
Çünkü Carew'den sonra dünya yıldızı görmedi şu tribünler.

19 Mayıs 2009 Salı

İlginç benzerlik vol. 3


Şu andaki sakatlığı ile Barcelonalı taraftarları üzüyor. Katalanların tek temennisi Henry'nin bir an önce iyileşerek haftaya oynanacak Şampiyonlar Ligi finalinde oynaması. Kendisini tanıtmak için fazla söze gerek yok. Bilen biliyor. Kariyerinde Juventus, Arsenal, Barcelona gibi takımlar var.


Mali'nin yetiştirdiği en büyük futbolcu. Daha önce Kanoute kadar iyisi geldiyse benim haberim yok kusura bakmayın. He derseniz niye araştırmadan yazıyorsun, Mali ülkesine öyle internetten ulaşılmıyor kusura bakmayın.
Müslüman olması, attığı gollerden sonra secde etmesi, takımının kumar sitesi reklamına karşı gelmesi, Filistin'e yapılan zulme karşı gösterdiği tepkisi ile gündeme geldi Malili yıldız oyuncu. Fransızlar biz nasıl böylesine bir adamı elimizden kaçırdık diye hayıflanıyorlardır. Bence sapına kadar haklılar.
İkisinin de fiziksel özellikleri, görünüşleri çok benziyor. Golcülükleri de öyle..

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Bu işin altında bit yeniği olmasın?



Garanti Bankası'nın düzenlediği NBA Skills isimli "videonu gönder, NBA'e seçil" temalı bir yarışma programı var.
Amacı bir grup yetenekli basketbolcuyu birkaç sene içinde bir yerlere getirmek istiyorlar.
TV'lerde bu projenin reklamları dönüyor... İnternette bir tıka bakacak kadar dünya dolusu bilgi var.
Ancak bu sanırım reklamcılara yetmemiş olacak ki onlar da yeni bir yol buldular. Projenin reklamcıları son dönemde bir hayli gündemde olan blog sitelerini de kullanma kararı almışlar sanırım. Fırat Topal'ın önderliğindeki meşhur, bir dönem Hürriyet'in Spor ekinde de yazmışlardı kendileri, Flying Dutchman ve Bülent Timurlenk'in futbol blogu Aceto Balsamico'da aynı haber bütün hafta sonu boyunca durdu.
Normalde birkaç saatte bir yenilenen blog siteleri nedense o haber en üstte kalsın diye hiç bir güncelleme yapılmadı.
Bunun altında bir bit yeniği yatıyor olmasın!

Ankara'nın ortasında bir grup Gavur İzmirli



Süper Lig'e yükselme mücadelesinde Kasımpaşa-Karşıyaka play-off mücadelesinde İzmir temsilcisi elenmenin üzüntüsünü yaşadı.
İzmirlilerin yaptığı bir tezahürat dikkat çekiciydi.
"Bir manitam olsa, ampulü patlak olsa, adı Tayyip olsa, bir koysam laik olsa."
Buyrun bu da İzmir'e "Gavur İzmir" diyen Tayyip Erdoğan'a cevap!

İlginç benzerlik vol. 2


Birisi Türk popunun efsanesi, şişman minik kuşu... Kasetleri, plakları, cd'leri yok satıyor... İnsanlar ondan beste kapabilmek için birbirini eziyor.. Piyasada rakibi yok gibi. İsmi Sezen Aksu.

Eski bir manken.. Türk popunun yüz karalarından birisi. Yaptığı "Foolish Casanova" şarkısını ne zaman dinlesem hala kıçımla gülüyorum. Sabah programlarında milletin derdine kendini geriyor. Ancak kendisi son dönemde Minik Serçe'nin kanatları altında. Ondan şarkı alıyormuş.
Tamam kardeşim şarkını al da niye tipini ona benzetiyorsun ki!
Tamam Petek Dinçöz'ün

17 Mayıs 2009 Pazar

Amerikalı vasıfsız ünlüler



Geçen gün "http://www.modavesosyete.com/2008/05/suc-onlarin-degil-ki.html"da okuduğum komik yazıdan sonra yurt dışındaki vasıfsız ünlülerin durumuna baktım... İsmi Kim Kardashian.
Paris Hilton'un parti kankası olarak ünlenen, daha sonra rap yıldızı Ray J ile birlikte geçirdiği özel gecenin kayıtlarının piyasaya düşmesi ile birlikte daha tanınır hale gelmişti.
Annesinin gazı ile kocaman poposunu playboy dergisine sunan Ermeni asıllı Kim, son olarak Pepsi'nin reklam filminde oynadı.
Haberle ilgili gerekli detaylar için...
http://kimkardashian.celebuzz.com/2009/05/sneak-peak-at-my-pepsi-max-ad.php

Uğursuz bir koltuk














Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener'in kaza yaptığı haberini okuyunca, aklıma rahmetli Hasan Doğan geldi.
Son 2 Futbol Federasyonu başkanının başı dertten kurtulmuyor. Hatta bir tanesinin ki kurtulmadı öteki tarafa erkenden gitti.
Şimdiki de ailesi ile geçirdiği kazadan zor kurtulmuşlar.
Günün son haberi de Fatih Terim'den geldi... Milli Takımlar Teknik Direktörümüz Fatih Terim de teknesi ile uğraşırken parmağını sakatladı.
Ne diyelim ikisine geçmiş olsun, Hasan Doğan'a da Allah'tan rahmet diliyoruz...
Futbol Federasyonu şöyle komple bir kurşun döktürse çok iyi olacak ha!

Seks satarmış



Geçen gün taşınma işlerimizi hallettikten sonra bilgisayarımın internet bağlantısını kurduk. TTNET'ten gelen yetkili birkaç dakika içinde işlemi halletti.
Daha sonra Akşam gazetesinden Oray Eğin'in yazısını okumak için www.aksam.com.tr'ye girdim. En çok okunan üç haber vardı sağ tarafta.
Haberlerin hepsi cinsellikle ilgiliydi. Meşhur, "seks satar" klişesi de böylelikle yerine "cuk" oturdu.

İlginç benzerlik


Birisi pop müziğinin kralı, son dönemlerde adı çıkacağı turne, cilt kanseri ile anılan Michael Jackson.


Bir diğeri ise Los Angeles'tan çıkıp "gangsta rap"i bütün dünyaya yayan, Ice Cube, Dr. Dre, MC Ren, The D.O.C. gibi rap müziğinin efsanelerinin elinden tutan 95'te aramızdan ayrılan Eazy E.

Sanki biri diğerinin gençlik hali gibi.

Koca bir hayal kırıklığı vol. 2



Eurovizyon sonunda bitti... Bitti de ne oldu... Sonunda millet birbirine oy verdi Hadise de avucunu yaladı.
Bu kadar erken turneye başlarsan insanlar sıkılır. Sen kalk 4 ay öncesinden başla çalışmalara... Ne oldu o özel otobüs...
Neyse 4.'lük de fena değil.

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Darısı Beşiktaş'ımın başına


İngiltere Premier Ligi'nde Manchester United bir kez daha şampiyon oldu. Kırmızı Şeytanlar, 18. şampiyonluğu elde ettiler ve Liverpool'un da rekoruna ortak oldular. Bana sorarsanız, şu kadro ile üst üste 5 bile yapabilirler...

70'ine merdiven dayamış, görmediği kupa, elde etmediği başarı, yıldızlaştırmadığı oyuncu yok... Ama bu adam ne olursa olsun, en tırt maçta bile atılan golde ayağa fırlıyor. Çocuk gibi seviniyor.. Tebrik ederiz "Sir"

Sarhoşken MFÖ



İstanbul Üniversitesi'nin cuma günkü festival kapanışıydı MFÖ konseri.. Bir gün önce çıkan DJ Hüseyin Karadayı konserinde sahne önünde sadece 300 kişilik minik, arkadaşlarımca "apaçi" olarak adlandırılmış, grup eğleniyordu.
Ancak festivalin son gününde resmen İstanbul Üniversitesine insan akını olmuştu. Bunca zamandır bu kadar coşkulu, istekli, şarkıcıyı gaza getiren, egosunu okşayan, alkollü genç bir arada olmamıştır.
E üniversite festivali olur da içki içilmez mi... İçilir elbette ulan !
Biz de her üniversite genci gibi gizlice içkilerimizi içeri soktuk ve beklemeye başladık. (Yahu şu üniversiteyi de anlamıyorum hem içeride içki satmıyorsunuz, hem de millet arabasında, çantasında gizlice içki sokuyor. Siz işinizi nasıl yapıyorsunuz!)
Biraz gecikmeli de olsa MFÖ sahneye çıktı. Gayet güzeldi herşey.
Bini aşkın insanın boş alan bırakmayacak şekilde dolduruduğu alanda, MazharFuatÖzkan üçlüsü en klasik şarkılarından oluşan bir ziyafet çektirdiler.
Yalnız çok yaşlandıkları belliydi. 3'ünün de kafasında saç kalmamıştı. Oğlu yaşındakilerin hızına ayak uydurduğunu belirtemeliyim Mazhar'ın...
Kafamda yer edinecek kadar büyük etki yaratmasalar da MFÖ güzeldi.

14 Mayıs 2009 Perşembe

seni gülerken görmek



Oğlunun ölümünden sonra uzun bir süre kendine gelememişti rap müziğinin efsane ismi Dr. Dre.. Dünyaya gangsta rap'i yaymak için gönderilen ancak daha sonra her insan evladı gibi paranın sıcak cazibesine kanıp 50 Cent, Eminem, G-Unit gibi zirzop tayfasını hayatımıza soktu. Hoş 50 harici hiç birisi o kadar büyük bir kazanç sağlayamadı o G-Unit'ten. Daha sonra The Game çıkıp kendi başına bir şeyler yapmaya başladı.
Neyse lafı çok dağıttık... Dr. Dre'yi yeniden Los Angels Lakers maçlarında tribününde, gülerken görmek çok güzel... Umarım bir daha böylesine büyük bir acı yaşamazsın Andre!

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Çok yakıştı


Beşiktaş, aynı hataya düşmedi. Bu sefer orta sahayı Cisse ve Ernst ile sağlama aldı. Hızlı Holosko'yu, golcü Bobo'yu, becerikli Tello ve Yusuf'u sahaya sürdü Mustafa Denizli. Hatalardan dönülünce 5 milyon Euro'luk gofret adam Delgado yerine Yusuf oynayınca daha yaratıcıydı Beşiktaş.
Kalecinin hatası ile öne geçen siyah beyazlılar, savunma hatası ile golü kalesinde gördü. Demorilize olmuş Volkan'a adeta intihar sebebi oldu Bobo'nun golü. Hoş kendisi ilk yarıdaki pozisyonda boş kaleye topu gönderse iş çoktan bitmişti ama neyse..
Bobo-Holosko ikilisi biraz kıpırdanınca fark geldi. Zaten sonra da hakemin verdiği olmadık penaltı sadece skoru belirledi.
Neyse nice 27 seneye F.Bahçe...


Sanki biliyordu da çok şık bir şekilde giyinmişti Mustafa Denizli.. Belki de hissetmişti kupayı alacaklarını onun için de takım elbisesi ile çıktı sahaya...

HIV'e karşıyız

http://www.dailymail.co.uk/tvshowbiz/article-1180791/Sweet-charity-Katy-Perry-Dita-Von-Teese-turn-fashion-designers-good-cause.html?ITO=1490

Mansur Forutan'ın internet sitesi bizibozmaz.com'da gördüm. Bir nevi sosyal sorumluluk projesi...
Pharrell Williams'ın önderliğindeki ünlü hip-hop grubu N.E.R.D., son dönemin popüler kızı Katy Perry, ünlü striptiz yıldızı/Hadise'nin Eurovizyon'daki rakibi Dita Von Teese, kadın rapper Estelle, eski pop yıldızı Cyndi Lauper verdikleri pozlarla HIV virüsüne karşı ünlü moda devi H&M'e destek oldular..
Korunmasız sekse karşı, AIDS'e karşı, HIV virüsüne karşı yürütülen bu kampanyaya katıldıkları için hepsini alınlarından öpüyoruz...



"I kissed a girl" şarkısı ile ünlenen Katy Perry, verdiği pozla kampanyaya destek oldu :)

12 Mayıs 2009 Salı

sen kalk o kadar zengin ol ama...




http://www.haberturk.com/ekonomi/haber/146196-Zenginler-listesine-girenler-vergide-kayip.aspx

Buyrun habere bakın.. diyecek başka birşey yok!

Koca bir hayal kırıklığı




Aylardır Hadise'nin "Düm tek tek" şarkısını dinlemekten sıkılıyorduk.. Daha sonra çektiği klibin TRT'ye göre aşırı erotik olduğu yazıldı.
Daha sonra da ne giyeceği konusunda tartışmalar yaşandı. Derken Avrupa turnesi başladı. Tam bir eziyete dönüşürken Hadise, sonunda kostümlü provasını yaptı.. Ve o da ne.. Yarabbim bu kadar konuşmanın ardından insan daha iyisini beklerdi. Kotla çıktığı zaman bile daha çekiciydi.
Olmamış, 0!



Ayrıca oryantal Beyoncé olma çabası da ne öyle... Kalçayı aşağı indirip yukarı doğru kaldırmak falan...

Alanya geceleri vol. 1

Alanya'ya gidipte gece meşhur Barlar Sokağı'na gitmemezlik yapamazsınız.. Bizde grup olarak toplandık ve otelden firar edercesine kaçtık.
Kendimizi Barlar Sokağı'na attık haliyle. Baharda çalan, radyolarda dinlediğim, tutar dediğim, vazgeçilmez olur dediğim bütün şarkıları dj'ler nazire yaparcasına arka arkaya çaldı.

Tabi en çok rağbet gören şarkı istisnasız Pitbull'un "I know you want me" idi. Arka arkaya çalındı, kısa aralıklarla çalındı. Ayrıca yine Pitbull'un "Hızlı ve Öfkeli 4" filmi için hazırladığı "Krazy" şarkısı da dj'lerin vazgeçilmezlerindendi...
Aslen Kübalı olan Pitbull'u tebrik ediyorum. Rap müziği, club ile karıştırdığı için...
Ayrıca Lady GaGa'nın Pokerface, Kid Cudi'nin Day'n'Nite şarkısı da bol bol çalınan parçalardı.
Bana göre bu sene gece kulüplerinin vazgeçilmezleri arasında Flo Rida'nın "Right Round" şarkısı da olacaktır..
He unutmadan bu yazıyı yazarken dinlediğim yine Pitbull şarkısı olan "Blanco"yu da tavsiye ederim. Feat'te Amerika'nın altın çocuğu Pharrell Williams mevcut.

Voleybolu düşünen adam

Alanya'da haftasonumu voleybol ile iç içe geçirdiğimi söylemiştim. Alanya'dayken federasyon başkanı Erol Ünal Karabıyık ile de sohbet etme imkanı bulduk... Kendisi Türkiye'nin ve Avrupa'nın ilk voleybol okulunu yaptı.
Okulun temeli geçtiğimiz günler Ankara'da açıldı. Voleybolun daha iyi yerlere gelebilmesi, medyada daha fazla yer bulması için her türlü çabayı gösteriyor. Genç oyuncuların haberlerinin gazetelerde yer bulması için herşeyi yapıyor..

Medyayı teşvik etmek için ödüllü yarışmalar düzenliyor. Bu yarışmaya internet siteleri dahil edilmemiş. Bence gayet doğru bir yaklaşım. Neden diye sorarsanız, ortalama 2 saatte bir güncellenen sitede yazacağınız yazı sizce ne kadar etkili olur. Nasıl gündem yaratır.
Ayrıca Karabıyık, ufak tasarruf hareketleri ile genç takımlara kamp yaptırma düşüncesi içinde. Voleybolu bu kadar seven birisini bulmuşken, yakasına yapışalım da bizi bırakmasın.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

çalışan adam topluluğu

Bu hafta sonumu voleybol ile iç içe geçirdim. Ocak ayında Türkiye Voleybol Federasyonu'nun düzenlediği voleybol seminerine katılan gazetecilerden birisi olarak önce yıldız genç milli takımımızın Avrupa Şampiyonası elemelerindeki grup maçlarını takip etmiştim. O sırada çok hoş dostluklar kurdum. Genç voleybolcu kızlarımızın nasıl bir ortamda yetiştiğini gördüm.
Onların yetişmesinde geleceğin büyük sporcu, ülkemize madalya kazandıracak insan/sporcu olmasında büyük bir çalışma olduğunu gördüm. Bunun başında Mehmet Bedestenoğlu geliyor.
Kendisini yolda gören pek çok insan tanımayacaktır. Ama kendisinin bu konuda zerre derdi yok. Voleybola yeni isimler kazandırmanın derdinde. Genç ve yıldız milli takımı ile bire bir ilgileniyor. Elinden gelenin en iyisini, deneyimlerini miniklere anlatıyor.
Umarım çok daha başarılı olurlar. Ayrıca genç milli takımımızı Meksika'da düzenlenecek Dünya Şampiyonası'na katılma şansını elde ettikleri için ayrıca tebrik ediyorum.

8 Mayıs 2009 Cuma

Alkollü bir gece

Hürriyet'in 61. yıl kutlamalarında neler oldu.. Kendim kalamadığım için, gidenlerden dinledim. Neler mi oldu? Alkolün ücretsiz ve sınırsız olduğu gecede, herkes kendisini alkolün sıcak kucağına bıraktı... Herkes kafayı buldu, pilot oldu desek yeridir... Alkolün etkisi ile kendisini müziğin ritmine bırakanlar bol bol dans etti. Yaysat çalışanlarından tutun, stajyerlere kadar herkes gönlünce eğlendi.
Gazetenin ağır topları bile alkolün etkisi ile dans etmekten geri kalmadılar.
Gece çıkan ünlü rock grubunun da konserinin bitiminden sonra çalan disko müziklerinde iyice koptular.
İyice sarhoş olanlar, sarmaş dolaş bir şekilde dans ettiler.

Günümüz Türkiye'sinden bir manzara



Hani şu Adidas Superstar giyen çocuktan bahsetmiştim. Alttaki yazıların birisinde...
O gencin asıl ilginç olan yanı ise bambaşka...
Annesi türbanlı.. Gayet sofu takılan bir takımdan olduğu belli kadının. Oğlu ise siyahlara bürünmüş, üzerine ünlü metal grubu Slipknot'un tişörtü... Anne ise oğlunun bu durumuna karışmıyor belli hal ve hareketlerinden.
Yolda çocuk birisiyle mesajlaşıyor. Şeytanlık bu ya gözüm mesajlarına kaydı.. Bir kız arkadaşı/kız arkadaşı adayı ile mesajlaşıyor. Konu ise siyasi görüş...
Çocuğa gelen mesajda sanırım siyasi görüşü, desteklediği parti soruluyor.. Kendisi önce TKP veya CHP'ye yakınlık duyduğunu yazacak. Ama vazgeçiyor. CHP'yi siliyor. Sanırım bu genç arkadaşımız CHP'nin türban açılımına, annesi gibi olanlarla ilgilenmesine kızıyor. Siliyor CHP'yi ve sadece TKP'yi gönderiyor.
Kız, mesajda komünizmin ne olduğunu soruyor. Tabi bu çok kritik bir soru. 154 karakterde nasıl anlatacaksınız koskoca bir akımı.. Bunun Marx'ı, Lenin'i, Stalin'i öncesi Ütopya'sı var.
Çocuk onun yerine kısa bir açıklama ile anti faşizm, herkese eşit yaklaşım, sol görüş olarak tanımlıyor.
Mesajın yarısında annesi çocuğa birşeyler söylemek için eğiliyor. Çocuk annesinin bu mesajını görmesini istemediği için eliyle kapatıyor. Malum türbanlı bir anne, babası da muhtemelen o görüşte birisi.. Çocuklarının istemedikleri bir yolda olduğu haberi onları üzecektir. Çocuk daha sonra gönderdiği diğer mesajları da telefonundan hızlıca siliyor. Maksat ebebeyn görmesin!
Şu anı yaşayınca anladım ki, nesiller arasında yaşanan büyük bir kopukluk devam ediyor. Kapanacak gibi de durmuyor sanırım. Ailenin istemediği eğilimde olan çocuklar nedense "hayırsız evlat" damgası yiyor.. Keşke o çocuk ailesine rahatça söyleyebilse aynı görüşte olmadıklarını..
Ama yönetim şekli bu yönde ilerledikçe olacağını pek sanmıyorum... Umarım yanılan ben olurum!