4 Mart 2010 Perşembe

Son günler üzerine..

Son günlerde blogla yine ilgilenmediğimin farkındayım... Şöyle ufak bir yolculuk yapalım istedim geçtiğimiz günler üzerine madde madde gidelim.

1- Tarkan, cd.
Tarkan'ın göz altına alınmasından sonra Hürriyet'in Kelebek eki yazarlarından Cengiz Semercioğlu, çok hoş bir yazı yazdı. Tarkan tutuklandı da ne oldu, sonuç? diye bir soru sordu ki... Evlere şenlik. Tarkan gibi Türkiye'nin en büyük yıldızı tutuklandı ama sonu koca bir boşluk kimseye bir şey olmadı.
2- Milli Takım.
Dün izlediğimiz ay yıldızlıların yeni bir oluşum içinde olduğunu sanmıyorum. Yeni gelen sadece 4 tane isim vardı. Geri kalan herkes aynı. Yani kimse kalkıp Hiddink geldi, hooop haydi yepyeni bir futbol ülkesi oluyoruz diye beklemesin. Uzun bir süre Fatih Terim'in taktikleri ile idare edeceğiz. Bilginize.

3- Balyoz.
Nedenini anlamadığım şekilde emekli ya da hala görevde olan yüksek rütbeli askerlerin tutuklanması bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu. Herkes herşeyi söyledi. Ben ise gazete sayfalarında yer alan bu haberleri bir satır okumadan geçtim. Kendimle gurur duymuyorum ama bu denli kısır döngünün içinde yer almak istemiyorum!

4- Şubat ayı.
Doğum günümün de yer aldığı 23 Şubat tarihinin elbette ki benim için ayrı bir önemi var. Doğum günümü benle olup kutlayan, kutlamayan herkese teşekkür ediyorum (hediyelerimi de beğendim ayrıca) Bu ay içinde iş üzerinden birazcık gidersem, Fenerbahçe perişan oldu. Harbiden sezona böylesine iyi başlamış bir takımın bu denli kötü duruma düşmesine şaştım kaldım.

5- Facebook.
Geçen gün insanlar facebook'a giremeyince harbiden yusuf yusuf moduna girmişti. O an şunu anladım sosyal paylaşım siteleri insanların hayatlarında çok büyük bir yer edinmiş. Sabah msn'de otururken (sanki msn evin salonu da oturuyoruz hay Allah'ım laflara bak) herkes soruyordu, "Kanka girebiliyor musun face'e" diye. Ha bi' de facebook'a neden face denir anlamıyorum. Bence insanların bu facebook'a bağlılıklarından kurtulmaları lazım. Onun için go twitter diyorum.

6- Lebron James.
Kaç zamandır yazacağım yazacağım, biraz da eskidi ve bayatladı. Kendisinin son dönemde oynadığı klip sayısı harbi bini aştı. Kendisinin bu konudaki eğilimlerini biliyoruz. Hatta birkaç canlı performans denemesi de oldu. Jay-Z ile yakın arkadaş olan LeBron'un en son Kanye West, Drake, Eminem ve Lil Wayne'in ortak düeti olan "Forever" şarkısında boy gösterdiğini biliyoruz. Kendisi ayrıca All-Star gecesinde yaptığı el işareti ile de Roc-A-Fella Records'un reklamını yapmıştı.

8- NTV.
Geçen gün sabah kahvaltıda televizyon izlerken, bir reklam vardı. Hakan Plastik isimli boru üreticisinin, her dönem sel basan sokaklarda yapılan canlı yayınlara atıf yaparak çektiği bu reklamda olay şöyle oluyor;
Genç muhabir büyük bir hevesle olayı anlatır. Her yeri su bastığını söyler. Ancak sokakları gösterdiğinde böyle bir şey yoktur. Hakan Plastik adamı gelir ve olayı açıklar. Haberci de patates olur.
Haber kanalı kendilerini ti'ye alan böyle bir şey yapması hoşuma gitti ile gitmedi arasında. Yani NTV gibi ciddi bir tv kanalının böyle bir reklamın yayınlanmasına izin vermesini garipsemedim değil.

9- NTVSPOR.
Karasal yayına geçerek bütün Türkiye'ye ulaşan bu spor kanalının reklamını çok beğendim. Kim akıl ettiyse onlarca kez elinden öpüyorum. Hele sonda motosikletin içeri girişi yok mu :)

Şimdilik bu kadar yeterli. Teşekkür eder saygılarımı iletirim. Sanırım bu silme yazının ardından uzunca bir süre yine blogla ilgilenmem. Belki de fikrim değişebilir. Sağolun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder