11 Mayıs 2010 Salı

Ne gündü ama




Sabah saatlerinde uyandığımda, klasik/tipik bir pazartesi günü daha yaşayacağımı düşünüyordum. Kanat Atkaya tarafından reddedilmeler, Hakan Ünsal'a ulaşma çabaları, mail geldi mi gitti mi, yazı konusu buldum mu, şef beğenecek mi... Gibi zilyon tane soru kafamın içinde dönüp dolaşıyordu.
Kafamdaki bütün dertlere bir sünger çektim ve öğle yemeğini inmek üzere servistekilerle birlikte yemekhaneye doğru yol aldım.
Yemeği yedik, masada geyikler döndü. Derken yukarı çıktık. Kapıdan içeri girdiğimde aldığım haber ile bir anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ne diyeceğimi bilemedim. Şaşırdım, yıkıldım, dünyam karardı adeta.
Senelerdir hiç bir şekilde aldığı siyasi yenilgilerden dolayı istifa etmeyen CHP lideri Deniz Baykal, görevini bırakmıştı.
Şaka değil!! Sakın bu blogu okuyan az sayıdaki okurum. Gördüğünüz gerçektir. Cumhuriyet Halk Partisi Başkanı Deniz Baykal, kendisi olduğu iddia edilen seks kasedinin ardından "teknolojik" bir şantaja getirildiğini söyledi ve istifa etti. (Yalnız burada CNN Türk'ü de tebrik ediyorum. Televizyonculukta çok çabuk karar değiştiriyorlar. Önce Baykal'ın istifa etmeyeceğini flaşladılar, 2 saniye sonra tam tersini)
Bu durumu kanıksamam zor oldu baştan. Ne de olsa senelerdir "Atatürk'ün partisiyiz" safsatalarıyla partiyi yöneten birisinin aldığı her türlü siyasi mağlubiyetten sonra hiç bir şey olmamış gibi devam ediyordu Deniz Baykal. Meğerse, Baykal'ın ipini çekmek için kısa bir film yeterli oluyormuş. Hem de maliyetsiz, oyuncuların dizinden üstünü göstermeye gerek kalmadan.
Neyse efendim. Bu gününün ilk şokuydu.
Meğerse, hayat sürprizlerini son sürat hazırlıyormuş da bizim haberimiz yokmuş. Akşam otururken işyerinde Kaan'dan gelen bir msn iletisi ile hayatım değişti. Twitter'da yapılan bir çakallıkla, seni takip etmeyen kişilerin listesine girebileceğimi söyledi.
Ben de rahat dururmuyum? Elbette hayır!! Hain planlarımı bir bir uygulamaya başladım. Deneme tahtası olarak ünlü bilogır mrsbaros'u hedef seçtik. Kendisinin listesine sızdıktan sonra dedim ki tamam bu iş. Önce Snoop Dogg, sonra The Game, derken Ice Cube... Sonra Obama, finale de Kim Kardashian.
Daha sonra olaya uyanan twitter yetkilileri, Türk hacker'larının yediği haltı temizlemeye çalıştı. Bir süreliğine kimsenin ne following'i, ne de follower'ı vardı. Sanırım bu en çok Ahmet Hakan'ı üzmüş olacak ki, "Gitti 27 bin takipçi" diye yazmıştı. Bu arada Justin Bieber gibi vasıfsız birisini 0 follower ile görmek hoşuma gitmişti.
Derken Türk topçularının akını kesildi. Twitter, önce skoru eşitledi, sonra öne geçmesini bildi.
Bazı kişiler tarafından bloklandım ama değerdi. Çok güldük, çok eğlendik. Kaan ile hatta aramızda komplo bile hazırlamıştık ama olmadı.
İşte böyle yaprak kıpırdamaz dediğim bir günde arka arkaya iki büyük şok yaşadım. Deneyimlerim arttı. Snoop Dogg artık beni twitter'da takip ediyor. Mesela bu yazıyı birazdan okuyacak :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder