31 Temmuz 2009 Cuma

Sen neymişsin be Nihat



Yazılar konusunda bir rotasyon belirlemiştim. Ancak Beşiktaş'ın resmi internet sitesinden gelen açıklamalar ve benim üşengeç tavırlarım arasına bir yazı sıkıştırıyorum.
Beşiktaş, 7 sene önce sattığı Nihat Kahveci'yi tekrar geri aldı.
Buyrun resmi siteden yapılan açıklamayı okuyun.

"Villarreal Kulubü oyuncusu Nihat Kahveci’nin transferi konusunda kendisi ve kulubü ile anlaşmaya varılarak futbolcu ile 4 yıllık sözleşme imzalanmıştır.

Bu transfer için kiralama ve sözleşme bedeli olarak Villarreal kulubüne 4.250.000 EURO, futbolcuya 2009-2010 sezonu için 3.500.000 EURO, 2010-2011, 2011-2012, 2012-2013 sezonlarının herbiri için 2.500.000 EURO garanti bedel ödenecektir."


Kısacası milli oyuncunun Kara Kartal'a maliyeti 15,250 milyon Euro. Menajerine verilen 1 milyon Euro'yu da koyarsak eder size 16,250 milyon Euro. Buna açıktan alınan paraları dahil etmiyorum.
Kim bilir oralarda neler dönecektir.
Peki bu paraları Türk lirasına çevirirsek. Yaklaşık 34 milyon TL gibi uçuk bir rakam ortaya çıkıyor.
Bu geldiği zaman ortalığı yıkan Cassio Lincoln'den bile fazla.
Umarız Nihat, bu paraların karşılığını verir de taraftarları sevindirir.

Yaz günlerinin hareketlendiricisi



Ne yapıyor ne ediyor, bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor bu kadın. Daha önce yazdıkları ile gündem oluşturmayı başaran Arman, yazın sıcağında bu durgun günlerde büyük bir iş başardı.
Bir okurunun önerisi ile türbana girip harika bir iş çıkartan Arman'ı kutluyoruz. Kendisi ile aynı gazetede çalıştığım için bir kere daha gurur duydum.
Hiç kimsenin beklemediği bir anda ortaya çıktı.
Ve bir anda bütün takdirleri toplamayı başardı. Bazıları beğenmedi, bazıları eleştirdi, kimisi ayakta alkışladı, kimisi burun kıvırdı. Ama ne olursa olsun herkesi kendisinden bahsettirmeyi başardı.
Peki türbanlı tatil/yüzme, Reina kapısından girmeyi deneyen Arman, sırada ne yapabilir.
Bir üniversiteye yalandan kayıt yaptırıp türban ile içeride gezmeye çalışabilir.
Gazeteci olmasaydı, orospu olurdum diyecek kadar cesur. Vakti zamanında Rus hayat kadını ile röportaj yapmıştı.
Şimdi o mesleği icra ederken yaşananları yazabilir.

30 Temmuz 2009 Perşembe

Biraz abartmadın mı Kanye



Malum Michael Jackson'ın ölmesinin ardından bir hayli sevdiğim Kanye West'in açıklaması beni bir hayli şaşırttı.

"You know everyone loves and respects Michael but times change. It's so sad to see Michael gone but it makes a path for a new King of Pop and I'm willing to take that on," so he told Scrape TV.
On what makes him deserve the title, Kanye said, "There's nobody who can match me in sales and in respect so it only makes sense for me to take over Michael's crown and become the new King." The rapper then added, "First there was Elvis [Presley], then there was Michael, now in the 21st century it's Kanye's time to rule. I have nothing but respect for Michael but someone needs to pick up where he left off and there's nobody better than me to do that. I am the new King of Pop."
Furthermore, Kanye reportedly has reached out to the Jackson family to obtain official permission to use the title but so far received no response from them. It is believed that the family is still mourning over Michael's death."


Açıklamalarının Türkçe mealine gelirsek, "21. yüzyıla geldik. Sıra Kanye'nin sırası. Michael Jackson'dan boşalan Pop'un Kralı tahtına ben oturacağım. Kimse de beni geçemez zaten."
Yorumumuza gelirsek, Kanye seni seviyoruz. Deliler gibi dinliyoruz ama kendi çizgini bozma. Rap müziğin sana ihtiyacı var. Piyasayı 50 Cent gibi amelelere bırakma. Rica ediyorum. Gel elinin hamuru ile popa karışma. Bırak Madonna götürsün işi.

23 Temmuz 2009 Perşembe

Tatildeyim..



Bir süredir güncellemiyordum blogu. Bunun sebebi insanın yaz aylarında bastıran, çalışmama isteği.
İşten izni kopardığım gibi kendimi Tekirdağ'daki yazlık evimize attım. İnsan 2-3 ay için neden ev alır bilmem. Anlamadım da zaten. Sorgulamak da hiç işime gelmiyor.
Babam almış kurtarmış beni bu dertten.
Annemler yaklaşık 1,5 aydır oradaydı. Bekar hayatı sürdürüyorduk babamla. Allah ne verdiyse yiyip "Survivor Florya" çekiyorduk evin içinde.
Babam zaman zaman yaptığı şovlar ile annemi aratmasa da insanın canı ekmek bandıracak yemekler arıyordu.
Neyse şimdilik bu lükse kavuştum.
Tatildeki en büyük isteğim pc'den, internetten vs. den uzak durmaktı. Ama canım arkadaşım Gökhan sayesinde bu orucu bozdum.
İnternet kafe köşelerinden yazıyorum az sayıdaki okuyucuma.
Kafamda bir çok konu birikti.
Dönünce yazmak için şöle bir kısa liste yazayım ki üşenmeyeyim, unutmayayım.
Ayşe Arman'ın türbanlı şeyleri.
Yiğit Karaahmet'in türbanlı şeyleri.
Transfer piyasası.
ÖSS'deki kat sayı meselesi.
Tatil günlüklerim.
İşyerindeki yeni görevim.
Yeni Twilight benim.
Bu sıralama ile yazmayacağım kesin. Kimse bir sıralama beklemesin.
Ayrıca kafamda yeni şeyler belirdikçe telefonuma not alıyorum ki unutmayayım.

Yeni Hakan Bilal Kutlualp bulundu!



Fenerbahçe'nin bir dönem yönetiminde yer alan bir ismi vardı. Adı Hakan Bilal Kutlualp'ti.
Kel, iyi yabancı dili olan, Brezilya futboluna hakim bir isimdi..
Nerede büyük bir futbolcu getirse sarı lacivertlilerin iş bitiricisi olarak bu isim gözüküyordu.
Alex için sayısını hatırlamadığım kere gitmişti Brezilya'ya.
Anelka geldiğinde tercümanlığını bile yaptı Fransız yıldızın. Daha sonra bir takım anlaşmazlıklar oldu gitti yönetimden.
Şimdilerde ise Cihan Kamer var.
Fiziksel olarak Bilal'in kilolu versiyonu. Elinde Blackberry Bold'u ile gazete sayfalarına çıkmaya başladı. Asbaşkanmış kendisi.
Hadi Fenerbahçe'ye hayırlı olsun yeni kel.

14 Temmuz 2009 Salı

Geç kalmadınız mı



Bugün gazete vatan'da şu http://haber.gazetevatan.com/Losta_dava_soku/248725/11/Haber linkteki haberi okuyunca çok şaşırdım.
Yani siz kalkın 5 sezon film gibi bir dizi çekin. Hoş hiç bir bölümünü izlemedim. Ancak insanların çılgını olduğunu görmemek için salak olmak lazım.
Sanırım salaklar şimdi kendine geliyor.
Aralarında şöyle bir konuşma yaşanmış olmasın?

- Ya abi şu Lost iyice tuttu. Şimdi gidip dava açsak kazanırız dimi. Ödememezlik yapmazlar. Adamlar paranın a.. koydu.
- Haklısın ulan Mahmut. Cin gibi adamsın!

Ah gelsen bi baş tacı ederiz seni



Portekizli yıldız Ricardo Quaresma'nın adı Beşiktaş için anılmıştı. Tamam gerekli patlamayı bir türlü yapamadı. Sırasıyla Barcelona, Inter, Chelsea gibi devasa kulüpler kendisine şans verdi.
Tamam yapamadı.. İtalya'da altın bidon seçildi. Ama yeteneklerini kimse inkar edemez. Cristiano Ronaldo'nun adı daha dünya futbolunda duyulmamışken kendisi Barcelona'da hayal kırıklığı yaratıyordu.
Çingene lakaplı oyuncunun gelmesi için siyah beyazlılar bir site bile kurmuş.
http://www.sayinbaskanduysesimizi.com/index.php
İnşallah seslerinizi duyurursunuz da şöle isimsiz cisimsiz oyuncuların gelmesinden kurtuluruz.

11 Temmuz 2009 Cumartesi

Pokerface Farmar



2008-2009 NBA finalinin, 2007-2008'de bütün sezonun MVP'si seçilen Kobe Bryant'ın internet sitesinde geziniyordum geçenlerde bir haber için..
Haberler bölümüne tıklayınca gördüm. Takımla ilgili ilgisiz değişik haberleri internet sitesinden yayınlamaya özen gösteriyor MVP.
Takım arkadaşı Jordan Farmar'ın pokere meraklı olduğunu gösteren Kobe, ilginç bir resmi de bizlerle paylaşmış.
E biz de boş durmayalım dedik.
Kaynak: www.kb24.com/

Bir tane de normali bizi bulmaz



Beşiktaş'ın senelerdir aldığı oyuncuların arıza olduğu konuşulur durur... Doğrudur.
Ben kendi hatırlayabildiklerimden sıralayalım.
Fransa'da doğup büyüyen tam bir getto çocuğu olan Pascal Nouma'yı getirdik.. Yaptıklarını anlatmaya gerek yok sanırım.
Norveç'in yetiştirdiği en büyük oyunculardan birisi olan John Carew'i getirdik. Kendisi forma tanıtımında tanıştığı Amerikalı model Noella'yı gecesinde yatağa atma başarısını gösterdi.
Aurbey Reese geldi basketbol takımına... İnanın kendisini Beşiktaş'ın maçlarından çok Discorium'un R&B gecelerinde daha çok gördüm. Bu kadar çapkın olma Aurbey dedik dinletemedik sonunda gönderdiler.
Yerlilerden İlhan Mansız vardı. Taraftarın sevgilisiydi. Dövmediği, tartışmadığı basın mensubu kalmadı. Ne fotoğrafımı çekiyosun diye tartışmadığı fotomuhabir yer yüzünde yok gibi. Fenerbahçe'nin ihtiyar delikanlısı Roberto Carlos'un üzerinden aşırttığı top hala hafızalarda.
Bir yerli de Sergen Yalçın. Kendisini çok sevmekteyim. Hala da onun üzerine yetenekli bir isim görmedi bu gözlerim. Atları, gece hayatı ve benzerleriyle gazetelere haber olurdu. Neden kullanıldığını anlamadığım uzatmalı kelimesi ile birlikte anılan nişanlısı Aslı'yla cinsel hayatı sorulduğunda, "Her erkek gibi ben de ihtiyaçlarımı karşılamak zorundayım" cevabını verdi. "Neden koşmuyorsun" sorusuna "Atletmiyim ki" diyerek hazır cevaplılıkta top noktaya ulaşmıştı.
Gelelim Beşiktaş Cola Turka'nın yeni transferi Lonny Raxter da arızanın önde gideni... Kendisi 2 bin dolara aldığı Glock modeli tabanca ile Beyaz Saray'a ateş etmiştir. Daha sonra tutuklanan Lonny, 60 gün hapis cezası almıştır ancak bunu para cezasına çevirmişlerdir. Sporcu olduğu için yırtan Lonny abimiz, bundan sonra siyah beyazlı formanın hakkını vermek için çabalayacaktır. Umarız kendisini de İstanbul gecelerinde görmeyiz.

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Dikkat tahrik eder!

Is MJ a God?


Michael Jackson'un cenaze törenini naklen yayınlayan NTV'ye teşekkürlerimizi sunuyoruz.. Bazı kesimlerce son dönemde beğenilmese de bu yaptığı hareketle benden büyük bir taktir topladı.
Yapılan canlı yayına verilen destek de fena değildi. Dönem dönem izleyemedim. Takip etmediğim yerler ile ilgili olarak yorum yapamayacağım. Ama kızı Paris'in konuşmalarının ne denli sarsıcı olduğunu bugünkü gazetelerden okudum.
Naaşın arabaya konmasından başlarsak; korumalarca taşınan tabutun boş olduğu dedikodusu anlatıldı. Wacko Jacko'nun başka bir yere çoktan gömüldüğü söylentileri ekranlardan evlerimize geliyordu.
Helikopterlerin Los Angeles üzerinde turlar düzenleyerek MJ üzerinden para kazanmaya çalıştığı da anlatılıyordu.
Staples Center'daki törene gelirsek, gayet şık başladı. Salon çok güzel bir şekilde hazırlanmıştı. Yapılan saygı duruşunda tek ses çıkmadı. Bizdeki saygı duruşları aklıma geliyor da... Çok farklıyız çok..
Söylenen şarkılar, anlatılan hikayeler...

Ben ilk olarak Magic Johnson'u görünce çok şaşırmıştım. Ama daha sonra anladım, MJ'in ne denli büyük bir basketbol sever olduğunu. Ama orada klibinde oynayan bir başka MJ olan Michael Jordan'ı da görmek isterdim. Nasip olmadı...
Usher'ın şarkıyı söyleyemeyecek kadar duygulanması..
Kardeşinin Smile'ı çok güzel bir şekilde seslendirmesi..
Anlatılan hikayeler...

Michael Jackson'u insandan ziyade Hz. İsa'dan sonra dünyayı kurtarmaya gelmiş ama görevini yapamadan ölmüş birisi olarak tanıttılar.
O töreni izleyen birisinin "Bu adam neymiş ya" demesi çok normal..
Çünkü 80'lerin yıldızı, 90'ların vasatı, 2000'lerin şaklabanı kraldan çok, tanrı gibi veda etti...
Neyse artık onu bir daha göremeyeceğiz.
Oksijen çadırında uyuyor, tenini beyazlattı, çocuğunu balkondan sarkıttı gibi haberler duyamayacağız..
Yaptığımız kötülükler için özür dileriz Mike..

Değişik bir USB



Bilgisayarlarımızın son dönemdeki en büyük yardımcıları oldu USB hafızaları..
Değişik tasarımlar mevcut bu konuda.
Ama kaç gb'lık hafızası var bilemicem. Onun için almadan önce bir sorun derim.
İnternette gezerken, yine bizibozmaz.com'dan buldum.
Beğenilerinize sunuyorum..

Bu Rihanna şaşırdı artık



Chris Brown'dan yediği dayağın ardından Rihanna bir türlü kendine gelemedi. Sağda solda abuk subuk saç modelleri, yırtık pırtık giyinmeler.
Son olarak da dekolte de abartıya gitmiş. Helal olsun diyorum.
Merak edenler için şimdilik bunla yetiniyorum. Devamını isteyenler google'lasın biraz :)

7 Temmuz 2009 Salı

Tilki tilki saatin kaç?


Mansur Forutan'ın internet sitesi www.bizibozmaz.com'da gezerken gördüm. Yeni tasarım saatlerden birisi.
Çok garibime gittiği için koydum.
Zaten şimdiye kadar koydukları ilginç şeylerle dikkatimi çekti. Kendilerini yine tebrik ediyoruz.
Kaynak. www.bizibozmaz.com

6 Temmuz 2009 Pazartesi

İşte Abidin'den abartının resmi






Nazım Hikmet, zamanında sormuş Abidin Dino'ya, "Bana mutluluğun resmini yapabilirmizin Abidin" diye..
Aradan seneler geçti. Pireler deve, develer cumhurbaşkanı oldu..
Artık öle bir döneme geldik ki bir oyuncu için hiç gözünü kırpmadan 94 milyon Euro veren kulüpler var artık. En son Zinedine Zidane transfer olurken, "oha" çekmiştim. Ama onun sonuna kadar hak ettiğine inanıyordum.
Şimdi Cristiano Ronaldo transfer oldu.
Tribünler tıka basa dolu. Ronaldo'nun imza törenini izlemek için, resmi internet sitesine göre, 80 bin kişi gelmiş Barnabeu Stadı'na..
Helal olsun valla. Florentine Perez ne yaptı etti, bütün dikkatleri üzerine topladı.
Hatta bizim 2 kupalı şampiyonluğu bile unutturdu Avrupa basınına :)
Neyse artık hayırlısı olsun Real için. Umarız savunmada çuvallamazlar.

Kim demiş cips kötüdür diye

Senelerdir ailemden, doktorlardan, bilimum bu işlerden anlamayanlardan aldığım tavsiye; "Bırak şu cipsi"
Peki bu tavsiyeler ne oldu. Hemen söyleyeyim; bir kulağımdan girdi, ötekisinden çıktı. Hala yiyorum.
Hep zararlı olduğundan bahsettiler. Yeme, uzak dur, dediler.
Ama bu resmi görünce cipse olan sevgim birkaç bin kat daha arttı.
Kötü dedikleri cips bildiğin hayat kurtaran bir icat olabilir. Buyrun.


Kaynak. http://thereifixedit.com/

Acımız büyük



Milan'ın manyak taraftar grubu Curva Sud, kırmızı siyahlıların sezon açılışını basmış. Protestolar falan gırla..
Yalnız http://acetobalsamico.blogspot.com/'da yer alan resmi gördüm de Milanlıların neden bu kadar sinirli olduğu çok belli. Çünkü acıları büyük!
Takımın en iyisi olarak gösterilen Kaka satıldı. Tamam her oyuncu satılabilir. Tamam her Milan gibi dev bile ekonomik kriz yaşayabilir. Ama yaklaşık 68 milyon Euro kazanıyorsanız bir oyuncudan taraftar haliyle sizden birşeyler bekler. Geçen sene Ronaldinho'yu alarak büyük sükse yaptı Milan ama o da elde patladı. Schevchenko da boşa çıktı.
Ne gelen var ne giden.. Ezeli rakipleri Inter, Deco-Carvalho gibi isimleri reddederken kendileri Dzeko'yu alamıyor.

Buyrun yeni arabam

Son bir kaç gündür yine online araba galeri sitelerine dadanmış durumdayım.. Bakıyorum şöyle babamı kandırıp ne aldırabilirim diye..
Aslında kendisi arabasını artık bana veriyor. Şaşırtıcı bi durum biliyorum. Hatta daha önce bununla ilgili bir yazı bile yazmıştım. Bensel sebeplerden bakabilirsiniz.
Ama insan kendisine ait bir arabası olsun istiyor. Anahtarı sende olsun, istediğin zaman git gel.. Paran kalmayınca benzin alma, başkasına yancı ol..
Ama buldum. İnternetten sonunda..
Buyrun yeni arabam.

Kaynak.. http://thereifixedit.com/

5 Temmuz 2009 Pazar

Ben de ittim !

Malumunuz büyükşehir belediyemiz kalktı, paraya kıydı, gitti Avrupa'dan metrobüs getirtti.
Binince insanın içi ferahlıyor. Çünkü gerçekten ferah bir yapısı var, kliması doğru çalışıyor.
Ama gel gör ki ara sıra çalışmayı unutuyor koskoca metrobüs... Bildiğin yolda kalıyor. Daha önce de bi'kaç kere gazetelere, internet sitelerine haber olmuştu.
Ben de "hadi canım ordan ya, koskoca otobüs nasıl durur" demiştim. Dememek lazımmış, bunu anladım. Çünkü ölümlü dünyada insanın başına her türlüsü geliyor.
Ben de Merter'den bindim. Evet bahsettiğimiz gibi içi gayet ferah. Ancak Sefaköy'e gelirken durduk.

Bildiğin durduk. Gitmiyoruz. Birkaç gerilim dolu dakikanın ardından itmek gerektiği anlaşıldı. Birazcık itelediler. Ben ise olayın fotoğrafını çekme derdindeydim.
Baktım ki insanların garip bakışları üzerime doğru yöneliyor, en iyisi telefonu geri koyayım dedim. Çünkü insanlarda sinir kat sayısı itilen metrobüsün ilerleme sayısından ters orantılı bir şekilde artıyor.
Şanslıymışız da birkaç metrenin ardından çalıştı meret. Biz de sağsalim yolumuza devam edebildik.

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Liseli muavinler



Okulların kapanmasından liselilerin favori mesleklerinden birisi otobüs muavinliği..
Geçen gün yazlığa giderken gördüm bir muavinden sonra bu yazı konusu geldi aklıma.
Okulların kapanmasından sonra çalışmaya ihtiyacı olanlar kısa mesafelere hizmet eden otobüslerde çalışıyorlar.
Sordum çocuklara fena da kazanmıyorlar.
Otobüslerde şu dikkatimden kaçmadı. Otogardan boş kalkıyorlar. Otogarın çıkışına gelince başlıyorlar yolcuları birer ikişer içeri doldurmaya.
Bunlara herhangi bir fiş de kesilmiyor. Aldıkları bütün parayı şöforle kırışıyorlar.
Yaz sonunda da cepleri dolu bir şekilde geri dönüyorlar.
Aslında yapılası karlı bir iş. Tertemiz 300 lira kaldığı rivayet ediliyor.

Bir beceriksizlik derlemesi

Malum Michael Jackson sonsuz uykusuna yattı. Bütün gazetelerde çarşaf çarşaf çıktı. Ölümü üzerine çeşitli komplo teorileri yazıldı.
Çocuklarının velayetinin kime verileceği...
Babasının öldükten sonra gülerek piyasada gezmesi..
Müslüman olduğu..
Borçları...
Nereye, nasıl gömüleceği...
Dedikoduların arkası gelmiyor..

Peki bizim üstün zekalı televizyon yöneticilerimiz bu sırada ne yaptı.. Kış uykusundaki ayıdan farksız bir şekilde uyudu. Uyumaya da devam ediyor.
Adamın tek sinema filmi Moonwalker var..
Şu ana kadar o filmi veren tek televizyon kanalı Cine 5 oldu.
Neden acaba büyük televizyon kanallarının yöneticileri böyle bir hamle yapmadı.
Acaba kendilerinin MJ'ye karşı bir sevgileri yok muydu

2 Temmuz 2009 Perşembe

MJ'ye saygı sonsuz..

http://www.miniclip.com/games/michael-jackson-tribute/en/

Bu da bir oyun sitesi olan www.miniclip.com'un Pop'un Kralı'na yaptığı bir saygı gösterisi..
Huzur içinde uyu.