4 Ocak 2011 Salı
Bilgi Üniversitesi'ndeki olayların arkasındaki gerçekler!
Bloga geri dönüşümü bu haberle kutlayayım diyorum...
Başlıktaki iddiaya kanıp bu yazıyı okuyacaksanız, pek pişman olmayacaksınız. Çünkü bu işin çok içinde olan bi' arkadaşımdan, işin merkezindeki bir isimden aldım bilgileri...
Olayı hepimiz biliyoruz. Ama şimdiye kadar tepkisiz kalıp, "Popüler olan şeyleri okumam ben yüeaa" diyenler için özet geçelim (Hoş o ilgilenmeyenler bunu neden okuyacak o da ayrı bir mesele ama olsun, gazetecilik bilinci işte...)
Bilgi Üniversitesi'ndeki hevesli bir öğrenci bitirme tezi için porno film çekmek ister... Okul jürisini, de ikna etmeyi başarır. (Bilgi Üniversitesi'nin işleyişinden haberdar olanlar bilir, sunumları hocaya değil, jüriye ve kalabalığa yapılır)
Jüriden onayı alan arkadaş da filmi çeker... Bir kız arkadaş ikna edilir, erkek oyuncu da yanına eklendi mi, gerisi bildiğimiz tekerleme olan, "tak fişi bitir işi"dir.
Okulun stüydosunda çekilmiştir bu film. Bundan da büyük bir çoğunluğunuz haberdardır sanırım.
Ancak filmin çekilme tarihi, nerdeyse 1 yıl önce! Evet yanlış okumadınız. Tam 1 yıl önce. 2009'u bırakıp, 2010 yıllarına girdiğimiz dönemde millet okulun stüdoysunda konulu (!) film çekiyordu. (Sen daha otur, evinde youporn.com'a erişmeye çalış ey okur! Neyse hesaplaşmayı bırakalım)
Okuldaki birçok medyanın üst düzey yetkililerinin çocukları olmasına rağmen bu film, o kadar büyük yankı yaratmadı. Ailelerine söyleyenler de gerçeklik engeline takılıp geri döndüler.
Yazılı medyanın habere reaksiyon göstermesi yaklaşık 1 yıl sonrayı bulunca, bazı çakal büyüklerimiz (olayın yayılmasında, görüntüleri izleyip, yayın kurulumuzdan geçerse yayınlayacağız diyen kişi işte adını zikrettirmeyin bana.. ögk kusuyorum durun gelicem) bu olayı bir anda manşetlerden verdi.
İnsanları galeyana getirdikten sonra, ilgiyi yeteri kadar üzerine çektikten sonra sessizliğe gömüldü kendisi. Filmde arzı endam eden kadın karakter ise, Tempo dergisine konuşmuş. Hatta adını sanını açık açık vermiş. Ben burada yazmayacağım, prensibim değil.
1 yıl önce çekilen bu filmi alıp bu kadar büyüten büyüklerimizin (!) tek amacı dikkat çekmekten başka bir şey değil. Sanırım bunu hepiniz anladınız. Teknolojiye ayak uyduracağım, iPad'den yayın yapan bir site kuracağım diye olur olmadık işlere kalkışan ağabeyimiz, bununla da yetinmedi... Kalktı yazarını da oraya gönderdi. Ancak olay üzerinden yaklaşık 1 yıl geçmesi elbette ki okuldakilerin ilgisinin azalmasına neden olmuştu.
Filmin screenshot'larının gösterildiği anda bu işi öğrenildiği anda böyle gizliden bir yürütme yapılsaydı belki de çok farklı olabilirdi. Hadi bunu geçtim, öğrencilerin öğretmeni olan ve çoğu hala medyada aktif olarak görev yapan kişiler acaba neden sessiz kaldı? Bunun da yanıtını vereyim...
Filmin çekilmesine izin verilmesinin kolay bir aşama olduğunu düşünmüyorum. Filmin çekilmesine izin veren okul yönetimi de değişti... Yaşanan bu değişim süreci, hükümet baskısı derken, bir anda olay infilak etti. Tabi bunda sosyal medyanın varlığı da yadsınamaz. Twitter üzerinden konuşulan ve yaklaşık 1 yıl önce çekilen filmin yayınlanıp yayınlanmayacağı merakla beklenmesi... Herşeyi buralara kadar taşıdı.
Hatta dedikodular o derece arttı ki, Bilgi Üniversitesi'nin bu fakültesinin kapatılacağı bile konuşuldu. Okul yönetimi de, öğrencilere korkulacak bir şeyin olmadığını belirten elektronik postalar göndermeye başladı.
Okul yönetiminin neyden çekindiğini tam olarak çözümleyemedik. Ancak bazı kişilerin sırf prim sağlamak için, üzerinden 1 yıl geçmiş, okulda bile unutulmaya başlanmış bir olayı bu kadar büyütüp, çıkar sağlamaya çalışmasına üzüldüm.
Bloga geri döndüm! Bilginize!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder