Biraz gecikmeli de olsa, unuta unuta geliyor yazılarım...
Bu uyuşukluğum ve unutkanlığım için özür dilerim.
Şimdi başlayalım.
Modanın ve lüksün önde gideni Louis Vuitton'un bir kampanyası vardı. Önce aya çıkan Neill Armstrong ve ekibi ile işe başladılar. Daha sonra Sean Connory, sahne aldı. Derken Madonna'nın 18'lik hali falan...
En son kampanyada ise futbol tarihinin 3 önemli ismi Pele, Maradona ve Zidane yer alıyordu. Bu üç ismin en önemli özelliği takımlarına Dünya Kupası kazandırmış 10 numaralar olmasıydı.
Eğer futbolla biraz ilgiliyseniz bilirsiniz, Maradona ile Pele arasında kıyasıya bir çekişme vardır. Hangisi daha iyi diye uzun yıllardır bir kıyaslama yapılır durur. Ben ise, dönemlerin farklı olduğunu düşünüp herkesin "dönemin adamı" olduğunu düşünmüşümdür.
Neyse fotoğraflarda Fransız efsanesi Zidane ile Pele maç yapıyor. Maradona da taktik veriyor langırt masasının yanında. Kimin kazandığını LV yetkilileri söylemiyor. Bence daha genç olan Zizou götürmüştür Pele'yi. http://www.louisvuittonjourneys.com/legends/ adlı internet sitesinden 17 Mayıs'ta açıklanacakmış sonuçlar. Zidane, 51'e 49 oylamalarda önde gidiyor.
Maradona ile Pele arasındaki bu çekişme bazen sınırlarını aşmıştır. Laf dalaşına gelmiştir. Birisi ötekisine sallar, ötekisi kalkar yanıt verir falan...
Bu ikiliyi bir araya getirmek için gereken en önemli şey şüphesizki para! İtalya'ya olan vergi borçları nedeniyle her gittiğinde bir ganimetini kaptıran Maradona'nın bu teklife sıcak bakmaması için hiç bir sebep yok. Pele de bayağıdır sessizdi iyi bir yükselme basamağı olabilir. Hem ne de olsa Louis Vuitton dünya çapındaki bütün futbolcuların elindeki bir marka.
Gelelim paranın gücünün ikinci göstergesine....
Bir süre evvel eski futbolcu, günümüzün popüler yorumcusu Rıdvan Dilmen bir telefon dinleme/dinletme skandalına karıştı.
Daha sonra adının bahis skandalına da girdiği söylendi ama sadece söylenti olarak kaldı.
Rivayetlere göre Milliyet gazetesi yazarı Nilay Yılmaz ile sevgili olan Şeytan, kız arkadaşını dinletiyormuş. Klasik erkek kıskançlığı diye özetleyebileceğimiz, "Ulan bizim manitayı araklamasınlar" durumu argoca.
Daha sonra Ayşe Arman büyük bir gazetecilik refleksi ile Rıdvan Dilmen'in eşi ile röportaj yapmış. Ayşe Hanım gayet samimi bir şekilde "Rıdvan'a kırgın değilim" demiş. İlk gördüğümde şaşırmıştım. Sonuçta eşinizin sevgilisini dinlettiği manşetlerden veriliyor hem de Türkiye'nin en önemli gazetelerinden.
Daha sonra bir ağabeyim dedi bana, "İşte oğlum bak, paranın gücü budur işte. Kim bilir karısına nasıl paralar veriyordur ki, neler alıyordur ki, kadın bu tür imkanlardan mahrum kalmamak için, 'Rıdvan'a kırgın değilim' diyordur" dedi.
O an bir kere daha anladım. Para cidden her kilidi açan bir anahtarmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder