30 Haziran 2009 Salı

Mezun olmuyorum



Okulda son dönemde bir çılgınlık aldı gidiyor. Finallerin bitmesinden sonra herkesi bir mezuniyet heyecanı sardı.
Kep, cüppe vs. alımı başladı.
Ancak ne yazıktır ki benim böyle bir heyecanım yok. Lisedeyken de olmamıştı. Mezun oluyorum diye havalara uçmadım.
Şimdi arkadaşlarım gibi heyecanlanmamamın sebebi mezun olmuyor olmam.
İşi okulu aynı anda götürürken elbette sınıf birincisi olacak halim yoktu. Zaten okul, sınıf, hocalar triosundan kaynaklanan sıknıtılardan dolayı belki de kasmadım kendimi.
Olanlar oldu, 1 sene daha İstanbul Üniversitesi Avcılar yerleşkesindeyiz.
Gider miyim okula bilmiyorum ama..

Önlüğe veda

Dün internette gezinirken gördüm. Akşam yazıcaktım ama zaman bulamadım.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, açıklamış. Öğrencilerden şikayetler geldiğini ifade eden Çubukçu, düzenlemeye gideceklerini söylemiş.
Yazın boynumu yakan, top oynarken çıkarttığımız o yakalar artık tarihe karışıyor..
Hani okul biterken bir daha göremeyiz diye imza attığımız o yakalar artık olmayacak.
Seneler sonra bi yerden çıkınca üzerindeki isimlere bakıp, "aa Ahmet'e ne oldu acaba" dedirticek beyaz yakalar yok..

Eskiden siyah önlükler vardı. Eski resimlere bakınca görüyorum.
Bizim zamanımızda maviydi..
Kardeşim ise çok ilginç bir okul üniforması ile okula gidiyor.
Belki bir kaç seneye kadar okula normal kıyafetler ile gidilecek..
Hayırlısı.

29 Haziran 2009 Pazartesi

King James'li klip

Jay-Z'nin bir dönemin sonunu getirdiğini ilan ettiği Death of Autotune şarkısının klibi...
Buyrun.
Hizmette sınır yok

http://www.xclusiveszone.net/2009/06/vid-jay-z-doa-death-of-autotune.html

Cimriliğin bu kadarı!!

Sabah gazeteye geldim. Oturuyorum. Kelebek gazetesine bakayım dedim..
"Tatile gitmeyenler, Bebek'e akın etti" diye bir haber vardı.
Beşiktaş fanatiği başlığını görünce hemen habere bakayım dedim. Nurgül Yeşilçay, oğlu Nejat'ı kucağında gezdiriyordu.
Çocuğun üzerinde de Beşiktaş forması vardı.

Ama o formanın üzerine dikkatlerden kaçan birşey vardı. Beşiktaş arması yoktu.. Forma sahteydi.
Bildiğin sağda solda 20 liraya satılan arkasında 10 Delgado yazan formadan almışlar.
Şafak Sezer'in Nurgül Yeşilçay ve Cem Özer ile ilgili konuştuklarının doğru olduğunu bu haberi görünce anladım!

26 Haziran 2009 Cuma

İlginç benzerlikler vol. 4



Birisi moda ikoncanlarımızdan birisi.. Ki bana sorarsanız da gerçek ikon olabilecek tek isim.
Mankenlik haricinde pek çok işte parmağı var.
Çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.



Diğeri ise kaliteli projelerde yer alan birisi..
Televizyon dizilerinin aranan yüzlerinden.

Huzur içinde uyu Kral



Elvis Presley dönemini bilmiyorum.. Birçokları onun için gerçek kral diyor..
Ama benim gerçek kralım her zaman gizemli, insanı kendine çeken Micheal Jackson oldu.
Ağır rap bağımlısı olmama rağmen MJ bi' kültürdü benim için.
Dün gece öldüğünü öğrenince çok üzüldüm..
Tanımadığım bir insan için bu kadar üzüleceğimi tahmin etmezdim..
Böylesine büyük bir insanın artık olmayışı, konser verip vermeyeceği haberlerini okuyamamak...
Üzülüyor insan.
Rahat uyu Micheal..
You are king of the pop.

23 Haziran 2009 Salı

Yolun açık olsun



Beşiktaş'ta oynarken hiç bir zaman yüzde 100 sevgi ile sahaya çıktığına inanmadım. Servet'in de hangi takımlı olduğu belli değildi ama yüreğini sahaya koyduğu için hangi takımlı olduğunu sormak kimsenin aklına gelmedi.
Senin hangi takımlı olduğunu söyleyelim Gökhan Zan.. Paraspor.. Yeşil, kırmızı, kahverengi, mavi..
Envayi çeşidi var..
Senle Beşiktaş'tayken diyaloğumuz çok güzeldi.. Severdik aslında seni.. Nasıl gittin Datça'daydım bilmiyorum ama en kısa sürede öğreneceğim..
Ne diyeyim artık Gökhan Zan.. G.Saray forması ile sakatlık dolu bir sene dilerim.

Autotune bitiyor mu?



Jay-Z'nin son albümü olan Blueprint 3'ün çıkış şarkısı belli oldu.. Daha önce Kanye West'in 808s&Heartbreaks albümünü çıkarttığı yolu izliyor kendisi. Önce bir şarkı çıkartıyor, sonra ikincisi geliyor ardından da albüm..
Şimdilik ilk şarkı çıktı.
Adı Death of Auto-tune.. Yani auto-tune müzik türünün ölümü/sonu..
Peki nedir bu auto tune.. Kısa bir açıklama yaparsak; şarkıcıların kendi sesleri yerine dijital destek alarak birşeyler yapması, onların arkasına saklanması..
Şarkının sözleri bu tür müziği yapanlara bayağı ağır eleştiriler getiriyor.. Şarkıyı yazan da Jay-Z'nin ta kendisi..
Ancak şurada bir çatışma yaşanıyor..
Auto-tune müzik yapanlar arasında Jay-Z ile birlikte çalışan Kanye West, t.i., Lil Wayne, Young Jeezy, T-Pain gibi isimler bulunuyor..
Peki bu şarkının prodüktörü kim derseniz? Cevabı No I.D ve Kanye West. Evet Mr. West, son albümünü eleştiren bir şarkıya prodüktörlük ediyor.
Bu da demektir ki West'in auto-tune kariyeri sona geliyor.. İlk 3 albümü ile büyük bir beğeni toplayan, 808s & heartbreaks ile zirve yapan Kanye, yeniden rap'e geri dönüş yapar mı bilinmez ama auto-tune müzik te sona yaklaşılıyor.

Federasyon uyuyor mu?

Rüzgar sörfçüleri ile röportaj yapmadan gelmek olmazdı..
Hem gazeteye, hem rakiplere gösterecek birşeyler yapmalıydım.. Yaptık da..
Bu işe gönül verdikleri belli..
Çünkü hepsi belli bir gelir düzeyinin üzerinde.
Mesela şampiyon olan Bora Kozanoğlu'nun anne babası profesör. Kendisi de profesyonel yelkenci.
Sponsor sıkıntısı çektikleri aşikar.. Kime sorduysak bu konuda eteklerindeki taşları 5 saniyede döküveriyor..

Dertlerden bir diğeri de federasyonun yardımcı olmaması.. Türkiye Yelken Federasyonu, bütün parayı yelkencilere akıtıyor.. Sörfçülere ise çok küçük bütçeler bırakıyor..
Bunun sonunda 3 kere olimpiyatlara katılan Ertuğrul İçingir de eli boş dönüp duruyor.
Bu konuda neden birşeyler yapılmıyor anlamak mümkün değil.. Bu ülkenin yetiştirdiği en işe yaramaz sporculara sonsuz kaynak yaratma çabasında içinde bulunulurken neden böylesine ekstrem sporlarda yarışanlara sırt çevriliyor?

Datça..



Uzun süredir blogla ilgilenemiyordum.. Okuyan az sayıdaki kişilerden özür diliyorum..
Datça'da rüzgar sörfünü takip ettik..
İlginç bir deneyim oldu benim içinde. Hayatımda pek yeri olmayan sporlarla haşır neşir olmak güzelmiş..

16 Haziran 2009 Salı

Such a big ego


Oldum olası kendime olan aşkımdan kör olduğumu hissederim. Bazen başkalarını küçümseyip, yoklarmış gibi davranırım.
Hatta bu sabah ukalalığım yüzümden annemle ufak çaplı bir kriz yaşamadık değil.
Peki bunları neden yazıyorum...
Sabah internette can sıkıntısından dolaşırken, blackarazzi.com diye siyahilere yönelik bir internet sitesine denk geldim.
Orada da Kanye West'le Beyonce'nin son düetini gördüm.. Sanki şarkı benim ruh halimi özetler gibiydi; "Ego"
Sözlerinde de bol bol "Such a big egooo" diye söyleyip durdular.
Buyrun linkini de..
http://www.youtube.com/watch?v=8vzKTVdTcV0&eurl=http%3A%2F%2Fblackarazzi.com%2F&feature=player_embedded

15 Haziran 2009 Pazartesi

Yüzüklerin efendisi



Los Angeles Lakers'ı bir kere daha tebrik ediyorum.. Tarihlerindeki 15. şampiyonluğa ulaştılar.
Ama benim asıl tebrik etmek istediğim isim koç Phil Jackson... 10. şampiyonluğunu kazandı.
Ailesinin yaptırdığı şapkayı görünce şampiyonluğa ne kadar inanmış olduğunu bir kere daha anladık.
Tebrikler Big Phil..

13 Haziran 2009 Cumartesi

Nihat Kahveci neden gelmez

Beşiktaş, Real Sociedad'a 5 milyon dolar karşılığında sattığı eski oyuncusu Nihat Kahveci'yi alamıyor..
R.Sociedad ile birlikte şampiyonluk kovalayan, Ronaldo ile birlikte gol krallığında zirveyi paylaşan, büyük başarılara imza atmış olan bir isim Nihat..
Son dönemde yaşadığı sakatlıklardan dolayı biraz düşüş yaşıyor El Turco..
Siyah beyazlı takım transfer teklifinde bulunmuş.. Bu sefer Yıldırım Demirören doğru bir transfer politikası izledi. Önce kulübüyle anlaştı. Daha sonra da Nihat'la görüştü.
Ancak Nihat, Türkiye'ye ve Beşiktaş'a dönmek istemediğini söyledi.
Bunun sebeplerinden birisi de ailesel.. Eşi Türkiye'ye dönmek istemiyor. Bunun sebebini de kısa açıklayalım..

Nihat Kahveci'nin abisi Özcan Kahveci, oldukça problemli birisi.. Yaşadığı sorunlar, batırdığı paralar, bankalara borçları.. Birçok sebepten dolayı Nihat'ı sıkan bir insan olmuştur kendisi.. İspanya'da bu tür sıkıntılardan uzakta bir yaşam kuran Nihat, ailesine karşı "seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" yaklaşımı sergiliyor.
Onun için de Nihat Kahveci, ne Beşiktaş'a ne Türkiye'ye kolay kolay dönmeyi düşünmüyor.

Geçmiş olsun



Bir Beşiktaşlı olarak, Mehmet Topuz'un yeni sezonda siyah beyazlı formayı giyeceğini yazmıştım.. Sağlam kaynaklardan aldığım bilgi bu yöndeydi.. Ama ne olduysa bu işler bir anda değişti.. Beşiktaş formasını giyen Topuz, büyük bir ihtimalle, imza töreninde F.Bahçe forması giyerek poz verecek..
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in ve yöneticilerin iş bitiremesi... Beşiktaş'ta oynamak istiyorum, diyen bir oyuncuyu bile alamıyorsan, tv ekranlarında amacı sadece polemik yaratmak olan Ahmet Çakar'la tartışıyorsan sana diyecek birşeyimiz yok Demirören..
Tebrik ediyoruz..
Helal olsun!

12 Haziran 2009 Cuma

Superman'in ayakkabıları



İşte Orlando Magic'in Superman'i Dwight Howard'ın NBA Finalleri'nde giydiği ayakkabılar..
Umarız şans getirmez de LA Lakers'ımız kazanır finalleri.. Üzgünüm Hedo :)

Miğğde bulandıran ikili



Real Madrid'e rekor ücrete transfer edileceği konuşulan Cristiano Ronaldo'nun, boş ünlü Paris Hilton ile birlikte görüntülerini internette görünce kusmamak için kendimi zor tuttum.
Zaten oldum olası C.Ronaldo'yu sevmemişimdir. Çok itici, antipatik gelmiştir. Referanduma gidilse, "Messi mi Ronaldo mu" diye sorsalar, 100 kez Messi derim.
Paris Hilton'u da herkes biliyor. Hatunun görmediğimiz yeri kalmadı. O da sıkıyor artık. Türkiye'ye gelişi falan..
İkilinin internette yiyişme fotoğraflarını görünce "Allah bin cezanızı versin" diyip close'ledim.

10 Haziran 2009 Çarşamba

Vergilerimizin gittiği adam



İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un yeni sezondaki transferlerinden birisi olabilir Taner Gülleri... Galatasaray'a attığı 4 golle bir anda büyük bir sükse yapan tecrübeli oyuncu, küme düşen Kocaelispor'da 18 gol atmayı başarmıştı.
Elbette küme düşen bir takımda 18 gol atmak büyük başarı... Ancak bugün Fanatik gazetesinde okuduğum habere göre yıllık 1,75 milyon TL'ye gideceği yazıyor Taner'in..
Şimdi insanlara sormazlar mı 33 yaşındaki bir adama senelik o kadar parayı nasıl veriyorsun? Alemin Milan'ı sen misin? İşin gücün yok ununu elemiş, eleğini duvara asmış adamlara neden bu kadar çok para veriyorsun?
Ve en önemli soru; bu parayı nerden buluyorsun???
Hemen söyleyeyim, bizim verdiğimiz vergilerle.. Evet şu anda bu blogu okuyan senin, babanın, benim, babamın vergilerle...
Yazık günah... Bari gidin genç oyuncu alın.

Allah herkese böyle 70 yaş yaşatsın.. Amiin!!

Silvio Berlusconi... İtalya Başbakanı... AC Milan futbol kulübünün başkanı... İtalya'da medya devi... Bir nevi Aydın Doğan'ı oraların.
Şu titriler bile ne kadar devasa gözüküyor değil mi.
Adamın dünya umrunda değil. Hiç bir şeyi iplemeden yaşamına devam ediyor..
Televizyonlarda son dönemde harem kurup, Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile alem yapmasının görüntüleri dönüyor.
Gazetelerde boy boy fotoğrafları yayınlanıyor.

Peki bu onun umrunda mı? Hayır. O son dönemde yıldızı yeni parlamaya başlamış 18'lik bir iç çamaşırı modelinin peşinde.. Valla billa helal olsun.
Bir insan 70 yaşına gelir de uslanır diye düşünür. Durulur, alır eline gazetesini çekilir bir köşeye.. 7 ceddine yetetecek kadar parası da var Silvio Amcamız'ın.
Ama o ne yapıyor.. Milletin ağzını sulandıracak alemlerde fink atıyor. Sahi bu adam 70 yaşında değil miydi? Ruhu değil onu anladık.
Kendisini tebrik ediyoruz. Ne kadar yüksek mevkilerde olmasını umursamadan hayatını 22 yaşındaki hippi gibi yaşıyor.
Seviyoruz seni Silvio

Ariza değil, arıza



Dün gece Hidayet Türkoğlu'nun oynadığı Orlando Magic-LA Lakers maçını izledim. Bu maçı izlemek için bütün uyku düzenimi değiştirdim. Kendimde değilim.
Görevi bütün maçı, işi gücü bırakıp Hidayet'i tutmak olan Trevor Ariza'ya kıl oldum. Tamam bütün maçı Los Angeles Lakers şapkamla izledim ama Ariza'ya bir türlü kanım ısınmadı.
Bırak arkadaşım oynasın Hidayet.. Tutma. Atsın sayılarını. Zaten maçın 3. çeyreği biterken Hido'nun Ariza'ya bir bakışı vardı, "Arıza çıkartma ulan ibibik" der gibiydi.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Kaçıınn!!!



Banu Alkan'ın yeni albüm çıkartacağı konuşuluyor.
Yarabbim bizi bu zulümden koru..

50 Cent'ten nefret etmek için 5 neden

1- Kalitesizleşti.
İlk çıktığı zamanlardaki 50 ile şimdiki arasında dağlar kadar fark var.. İlk dönemlerde sokaktan aldığı ilhamı kaybetmiş durumda. Eski şarkıları ile şimdikiler arasında dinlediğin zaman farkı saniyesinde anlıyorsunun. Party life benzeri şarkı sözleri yazmaya başladı.
2- Gangsta havasından çok uzakta.
İlk çıktığı zamanlardaki havasından uzak.. Evet, tekrar oldu. Neden olduğunu hemen açıklayalım. Bir üstte dediğimiz "party life türünde şarkılar yapar oldu"yu açalım. "Gunz come out", "Window Shopper" gibi çok klas şarkılardan "Amusement Park" gibi tırt parçaların altına imzasını atar oldu. "Hadi kızlar, sihirli değneğime dokun" gibi sözler içinde boğulur oldu.

3- Önüne gelenle düet yapmaya başladı.
Akla gelmedik insanlarla düetler yapmaya başladı. Bunun temelinde tabi o kalitesizleşme yatıyor. Akla gelmedik tipleri yanına alan 50 Cent, G-Unit ayağına olur olmadık insanlarla feat yaparak kendi kalitesizliğini ortaya koyuyor. Hatta son olarak Gekko isimli Türk rapperı da G-Unit'in kalabalık ekibine dahil etti.
4- Tarzını değiştirdi.
Müzik tarzını değiştiren 50, giyim tarzını da değiştirdi. Kanye West, P.Diddy, Jay-Z gibi isimlerin rapper giyim şeklini bırakıp daha tarz peşinden koşmasından sonra kendisi de sürü psikolojisine kapıldı. Ama bir yerde yanlış yaptı. Gangsta imajından uzaklaşmadan şık olmayı denedi. Olmadı.
5- The Game'i karşısına aldı
G-Unit'in içinden çıkıp en başarılı olabilecek bir elemandı The Game. Şayet öyle.. Los Angeles'in Bloodz çetesine mensup olan The Game, 50'den daha çok parlama ihtimaline sahipti. Bunu çekemeyen 50 de resti çekerek bazı problemler çıkarttı. Bunun sonucunda The Game, G-Unit gibi 50 Cent'e bağımlı bir gruptan uzaklaştı.

Veliefendi'de güzel bir akşam

Gazeteden Timuçin abi ve Melih'le birlikte, Timuçin abi'nin gazına gelip çıktık... Atladık arabaya gittik Veliefendi Hipodromu'na..
Normalde at yarışından anlayan, oynayan bir insan değilim. Maksat eğlence olsun diye yola koyulduk. Benim amatör şöforlük deneyimimle yolda bir iki ufak tefek kaza heyecanı yaşamadık değil.
Kısa bir süre içinde ulaştık at yarışı mabedine. Önce kendimize oturacak bir yer bulduk..

Daha sonra hangi koşuda ne oynayacağımızı konuşmaya başladık. Timuçin abi bu konuda bilgili olduğu için yol gösterinimiz oydu. Kılavuzu karga olanın deyimini yaşamadık bu sefer ama olsun :)
Önce gittik Melih'le birlikte Timuçin abi'den aldığımız tüyolarla derme çatma bir kupon yaptık.
Ben daha ilk ayaktan yattım ama olsun. Geri kalanlarda gayet başarılıydım. Bunca senelik at yarışı tahmincilerine taş çıkartır bir performans sergiledim. 6'da 4 yaparak yılın çaylağı ödülüne layık gösterebilirim kendimi.
Melih ve Timuçin abi gayet başarılı oldular ve günü kazançla kapattılar. Ben de son koşuda ilginç bir oyun sistemi deneyerek kazanmasını bildim.

7 Haziran 2009 Pazar

Tarkan'ı özledim...



Antalya'da düzenlenen Dünya Okçuluk Şampiyonası'na denk geldim TRT-3'te.. Bakıyorum hep çekik gözlüler.. Uzakdoğu'nun bitirimleri oklarını konuşturuyor maşallah. Bir tane normal gözlü insan görmedim. Nedir bu G.Kore, Çin hegamonyası.
İnsan daha düzgün kendisine benzer insanları arıyor.. Yalnız olimpiyatlara damgasını vuran bu ufak-tefek, çekik gözlü insanlar bildiğin karavana atıyorlar.. 1982'den beri zirveyi kimseye kaptırmayan ufaklıkların attıklarını yaklaşık 1 saat izledim.
Ancak bir tanesi bile tam göbekten vuramadı. Bunca sene antrenman yap bir kere bile 12'den vurama..
Bu düşüncelerin esiri olmuşken aklıma Kartal Tibet'inn canlandırdığı Tarkan karakteri geldi. Maşallah kurtlarca büyütülen Tarkan, hiç zorlanmadan hedef tahtasını tam ortasından vuran okları 5 günlük mesafeden vururdu.
Özledik be seni Tarkan..
Ha bu arada bayadır da TV'de filmlerini göremiyoruz... Bi şölen çektirseler ya şöle.

6 Haziran 2009 Cumartesi

Allah saçkırandan korusun





Son dönemde spor servisimizin televizyonlarında futbolun da elini eteğini çekmesinden sonra tenis popüler hale geldi.
Fransa Açık Roland Garros'u izlerken reklam arasında Andre Agassi'nin bir reklam filmine denk geldim.
Daha sonra aklıma Amerikalı tenisçinin geçmiş günleri geldi, bir gülümseme kapladı yüzümü :)
İçime bir kurt düştü "ulan ilerde bizim de başımıza gelmesin" diye. Allah nazardan korusun dedim, kulağımı çekip masama vurdum.

Tebrikler Barış

Lisedeki sıra arkadaşım olan Barış Yıldırım'ın bugünkü Akşam gazetesinin 1. sayfasında yer alan haberinden dolayı kutluyorum..
Lise yıllarından sonra da üniversite sıralarını paylaştığım arkadaşım vampiriklerle ilgili yaptığı haber Münevver Karabulut cinayetinin satanizmle ilgili bir bağlantısının olup olmadığı tartışmasına farklı bir boyut getiriyor.
Neyse tebrik ederim Barış..

http://www.aksam.com.tr/2009/06/06/haber/guncel/3990/sarimsagi_hazirlayin_vampirler_yola_cikti.html

Nitelikli dolandırıcıdır



Son birkaç gündür konuşulan olayların başında geliyordu Aykut Zahid Akman'ın istifa edip etmeyeceği.. Başbakan yardımcısı olan Bülent Arınç, kendisinden istifasını istemiştir.
Ancak Akman, Başbakan RTE ile konuştuğunu kendisine bu yönde bir talep gelmediğini söylemiştir..
Olur olmadık şeyleri bip'leyen, yandaş medya kanalı olan ATV'de yayınlanan modern günümüz dizisi olan Avrupa Yakası'nın karşıtı olan Akman, son olarak Deniz Feneri davasından dolayı zan altında.
Son olarak malvarlığına el konulmuştu. Kendisinin son durumuna karşı bir bilgim yok.
Kim olduğu hakkında Vikipedia'dan araştırma yapayım dedim. Vikipedia'nın sokak ağzı ile yazılan açıklamalarda "Standartlara uygun" değildir ibaresi yer almaktadır.
Sanırım bir kişinin sonuna "Nitelikli dolandırıcıdır" cümlesini yazması etkili olmuştur.

Bunu yapmayacaktın Zenga

Türkiye'de İtalya 1. Futbol Ligi'nde yer alan Catania'nın tanıdığım tek taraftarı benim... Başkası varsa da bilmiyorum.

Bu sezon zaman zaman harika işler yapmamızı sağlayan teknik direktör Walter Zenga, ihanetin kralını yaparak Palermo'ya imza atmıştır. Kendisini bu büyük cesaretinden dolayı kutluyorum.
Taraftar forumlarında, "rezil adam"dan ölüm tehditlerine kadar herşey yazıyor. Allah bildiği gibi yapsın seni Zenga. Tümer'in F.Bahçe'ye gidişinden bu yana böylesine şok yaşamamıştım.

5 Haziran 2009 Cuma

Topuz bütün Beşiktaşlılara hayırlı olsun



Beşiktaş, Kayserispor'un sansasyonel oyuncularından birisi olan Mehmet Topuz'u renklerine bağladı. Gazetelerde de bugün yer verilmiş. Üşengeçliğimden dolayı bir türlü blogla ilgilenemiyorum. Fenerbahçe'ye gitme ihtimali de bulunuyor diyenlere cevabımız, "Mehmet Beşiktaşlı'dır, öyle yanlış yapmaz"dır.

Ters köşe


Galatasaray muhabirlerinin tamamı ters köşeye gitti.. Sarı kırmızılı takıma endeksli bir yaşamı olan basın mensuplarının hiç birisi yazmadı Rjikaard ismini... Demekki yöneticiler bu sefer cidden bir ağız birliğine gitti. Çünkü ortada dönen isimlerin hepsi aynıydı.
Real Madrid'in eski yıldızı Bernd Schuster, Paul Le Guen ve Juande Ramos'tu. Hatta herkes son dönemde Sevilla'yı başarıdan başarıya koşturan Juanda Ramos ismi üzerinde yoğunlaşmıştı. Tek isim olarak düşünülüyordu kendisi. Araya fantezi olsun diye Ersun Yanal ismi de atılmıştı ama bu sadece kahkaha yaratmaktan başka birşey demek değildi.
G.Saray yöneticileri gitti 1 senedir boşta olan adı sayısız kez Fotomaç, Fanatik, Fotospor gibi spor gazetelerine manşet olan Hollandalı teknik adamı getirme başarısını gösterdi.
Şimdi asıl ben o spor gazetelerini merak ediyorum. Biz demiştikleri döşerler manşetlere..

En iğrenç vol.1

Gecenin üçüne doğru eski dost grubumla konuşuyorduk.. Şeytanlık peşindeyim ya..
Aklıma dahiyane bir soru geldi ve "evreka" diye ayağa fırladım.
"Sabah uyandığında yanında görmek istemeyeceğin 5 ünlü kadın kimdir" sorusunu sordum.
msn listemde kim varsa bu soruyu kopyalayıp yapıştırdım...
Buyrun gelen yanıtlar.

Zirveyi zorlayan iki isim var. Bülent Ersoy, Cansever.


İkisi de birbirinden iğrenç.

Bu ikiliyi İzel takip etti.


Üçüncü sırada ise.. Demet Akalın..

Bu kadınla nasıl birlikte oluyorlar anlamadım.

Dördüncü sırada Yıldız Tilbe. Gel de bu resmi görüp sessiz kal.


Beşinci sırada ise şişman fetişlerini kızdıracak bir seçim.. Akrep Nalan ve Zerrin Özer.

Zerrin Özer'i de koyup mideleri bulandırmak istemedim :)

3 Haziran 2009 Çarşamba

Salaklıkta sınır yok!!!



Buyurun buradan yakın.
Birisi Quentin Tarantino'nun peşinde ölüp bittiğini söyleyen Didem Erol.
Bir diğeri ise her taşın altından fırlayan Saba Tümer.
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/anasayfa/11788444.asp?gid=222

Sıkmışlardı, iyi oldu ayrılıkları



Magazin basınına bol bol malamat olan Zeynep Tokuş ve Alp Nuhoğlu çifti sonunda boşandılar.
Nasıl üzüldüm bilemezsiniz.. Bu iki şahıstan kadın olanı belli zamanlarda piyasaya çıkarak, "Kocamdan şiddet gördüm, dayak yedim" diyerek ortalıkta gezinir. Gerkeli ilgiyi göremediği zaman da "Ben boşanıyorum" der. Gel zaman git zaman olur bu şiddet bağımlısı kadın boşanmayacağını, kocasını çok sevdiğini söyler.
Neyse şimdi ayrılmışlar.. Ne mutlu böylesine salak haberleri bir daha görmeyecek olanlara.. Ancak bu salak ikilinin bir de çocukları bulunuyormuş. O yavrucağa üzülürüm o kadar.

Kanye West'in son klibi




http://www.dailymotion.com/relevance/search/kanye+west+glc+spaceship/video/x9h2j7_kanye-west-feat-glc-consequence-spa_music

Sinir cücesi Kanye'nin son klibi. GLC ve Consenquence de eşlik edenler arasında.. Buyrun iyi seyirler ve dinlemeler.

Kalacak mı gidecek mi?

Bu sıralar spor basının birincil gündem maddesi Mustafa Denizli'nin kalıp kalmayacağı yönünde.. Benim gönlümden geçen kalması yönünde.. Çünkü bu takımı en iyi birleştiren isim o.
Camiayı bir nevi yeniden toplayan, yöneticilerin sesini kesen, oyuncuları motive eden o.
Şimdi aldığının iki katını isteyecektir muhtemelen.. En doğal hakkı. Çünkü bitik denilen bir takımı yeniden diriltti. Ümitler kesilmiştken ilaç oldu.
Dinlenmek istediğini söyledi. Evet bu da en doğal hakkı. Vatan gazetesinde çıkan http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=241574&Categoryid=5 haber sanırım bunların kısa bir özeti.

Edindiğim bilgilere göre de Denizli'nin gitme ihtimaline karşılık siyah beyazlı yöneticiler gizliden gizliye teknik direktör arayışlarına başlamış durumda.
Peki Denizli kalmazsa ne olacak... Hemen kısa bir kaç cümle ile de onu anlatalım.
Denizli kalmazsa Beşiktaş eski günlerine dönebilir. Kadroda yaşı ileri olan oyuncuları sadece o motive ediyor.
Denizli giderse sanırım "arabacı takımı" hüviyetine bürünebilir Kara Kartal

2 Haziran 2009 Salı

Daum F.Bahçe'de



Fenerbahçe'nin yeni sezondaki teknik direktörü Cristoph Daum. Daha önce Beşiktaş ve Fenerbahçe ile şampiyonluklar yaşayan Almanya'nın Köln takımından ayrılan tecrübeli çalıştırıcı sarı lacivertli kulübe geri döndü.

Çifte kupalı kutlamalar




Beşiktaş, 6 senelik kupa özlemine son verdi. 1 günde dev bir organizasyon hazırladı. Kimler yaptıysa helal olsun. 1 gün içinde İnönü'ye böylesine güzel bir sahne kurdukları için teşekkür ediyorum.
Gelen haberlere göre sahneye çıkan Demet Akalın, 2500 dolar aldı. O da dansçılar ve korumalar için. Her yerde Beşiktaşlıyım diye gezen, statta Alen'in yerine oynayan Mustafa Sandal ise 95 bin TL almış. Kendisine yazıklar olsun diyorum!

Kutlamalara gelince... Bütün oyuncuların büyük coşku içinde olduğunu gözlemledik.. Bilhassa yabancılar. Zapotocny ve Sivok müthiş bir coşku içindeydi. Bunu sarıldığımda daha iyi anladım :) Tabi şampiyon oldular sonuna kadar sevinmek hakları...
Kutlamalarda en az sevinen ise Tello'ydu. Şilili solak sakatlığından dolayı bir türlü gönlünce atlayıp zıplayamıyordu. Cool bir havada kutladı.
Tello'dan daha cool olan bir diğer isim ise Yusuf Şimşek'ti. Akaretler'den hareket eden üstü açık otobüsün en arkasına kurulan Kara Şimşek, ipod'undan gelen şarkıları dinlemeyi tercih etti.

Yıldırım Demirören ve bütün yöneticiler çok mutluydu. Ankara sorumlusu Murat Çelik ise göz yaşlarına hakim olamayan isimlerin başında geliyordu. Çelik önce ağladı, sonra da bol bol bayrak salladı.

Yalnız taraftarın sahaya girmesi çok büyük bir skandaldı. Ücretsiz olan kutlamalarda sahaya girenler olması kadar normal birşey olamazdı. 30 bin kişilik stada 40 bin kişi alırsan insanların saha içine girmesi engellenemezdi.
Oyuncuların kupa ile tur atma keyfi kaçtı.
Gecenin sonunu Reina'da düzenleyen siyah beyazlı oyuncular orada da gönüllerince eğlendiler.

Helal olsun!
Bundan sonraki hedef Avrupa'da başarı olmalıdır. Ha tabi bir de ligde bu kadar uzun süre şampiyonluğa ara verilmemelidir.

1 Haziran 2009 Pazartesi

Özür dilerim



Beşiktaş, şampiyon olduktan sonra kendimi kutlamaların kucağına bıraktım. Koca hafta sonu boyunca tek satır yazamadım.
Hem iş yoğunluğundan, hem kutlamaların coşkusundan..
Son 3 günde uyuduğum saat sayısı toplam 10. Siyah beyazlı taraftar, yönetici, futbolcu, teknik kadro ile iç içe yaşadığım kutlamalrı hatırladığım kadarıyla yazacağım.
Blogun az sayıdaki okurundan özür diliyorum.